“FUTBOLU BALÇIĞA ÇEVİRMİŞİZ”
Türk futbolunun bir balçığa döndüğünü söyleyen Ercan İtimat, “Bir defa, kerameti kendinden menkul “futbol ulemalarının” derin tespiti “futbol alanda oynanır” cümlesini kenara bırakın… Vaktimizde tespit değil, temennidir o laf… Futbol sanayi olduğundan beri tek motivasyonu rekabet değildir; olsa bile, “adalet ve ayıp” yoksa rekabete hile karıştırmayana saf denmektedir. Yirminci yüzyılın en büyük futbolcularından aristokrat görünümlü Platini, UEFA başkanı oluyor, rüşvetten sekiz yıl men cezası alıyor. Alem bu! Bizde “biraz” farklı!.. Her türlü “kötü” sıralamada tepe adayı olmamızı sağlayan “artılarımız” futbolda eksik kalacak değil ya! Kuralları eğip esnetip işin içine entrikalar, kumpaslar eklemişiz, balçığa çevirmişiz futbolu. Ve siz çıkıp “şampiyonluk alanda kazanılır” diyorsunuz! Pollyanna bile kahkahadan kırılır bu at gözlüklü nahifliğe. Yahu, maraton da parkurda koşulur. Checkpoint vazifelileri kaynağı bilinmeyen bir buyrukla atletlerden bir adedine daima çelme takmaya çalışıyor su , nasıl “sen parkuruna bak” dersiniz ona. İşte Fenerbahçe de bu durumda… Hem de epeydir… İki ay sonra 13 yıl olacak! Olay bu dönem ayyuka çıkmışsa, sebebin biri Fenerbahçe’nin yanılgıyı kendinde aramasını gerektirmeyecek bir kadro kurmuş olması, oburu “antiFenerbahçe” güruhta cüretkarlığın, pervasızlığın doruğa çıkmasıdır.” sözlerini kullandı.
Ali Koç’un istenilen kadar konuşmadığını söyleyen Ercan İtimat şu sözlerle devam etti:
“Bunlar hezeyan değildir… Belgelidir. Özetini merak eden Levent Kalkan kardeşimin 24/04/2024 tarihli yazısına bakar, tarih ve olayları hatırlar. Zati bir Allah’ın kulu da “Fenerbahçe sistematik haksızlığa uğramadı” demiyor ki… En fanatiği kendi kadrosuna yapılan yanlışlarla kıyaslamaya kalkıyor, o da puana tesir hesabında Fenerbahçe kayıplarının yarısını yakalayamıyor. O vakit bir lider olarak birinci ve en kıymetli ödevi bu sistemli düşmanlığı afişe etmek, elindeki tüm imkanları kullanarak hakkından gelmekti Ali Koç’un. O da istedi… Niyetinden kuşku yok… Lakin, adamak diğer, ödemek başka! Ne yazık ki, “gürledi” fakat “yağamadı” sayın Fenerbahçe başkanı. Çünkü önde bir “şampiyonluk havucu” sallanıyordu Fenerbahçe isyanı durulana dek. Yarım yamalak uğraş etti. Karşısındakiler direndi ve kazandı. Havucu da Sivas’ta kaldırdılar ortadan. Hem de alay eder üzere; Galatasaray derbisindeki bahtını bile yok eden uzatma dakikalarındaki uyduruk bir penaltı ile. Eee… Yanlış sarı karta basın toplantısı düzenleyen Ali Bey’den “çıt” yok.”Demek ki… * İçinde bulunduğumuz şartlarda futbolun alanda oynanıp, şampiyonluğun alanda kazanılması, geçen yüzyıl ortalarında kalmış centilmenliğe nostaljiden öteye geçmeyen demode bir bilgiçlik cümlesidir.”
Bir arınma yaşanacaksa bunu Fenerbahçe’nin başlatmasını gerektiğini söyleyen Ercan İnanç şu sözlerle cümlelerini noktaladı:
“Fenerbahçe, Fetö terör örgütü ile başlayan, akabinde niyeti bilinmeyen güç odaklarının devraldığı, Fenerbahçe dışındaki her futbol oluşumunun durumdan çıkar umarak görmezden geldiği örgütlü berbatlığın muhatabıdır ki, futbolumuzu amorf hale getiren bu bitmeyen kindir. Arınma olacaksa, Fenerbahçe başlatmalıdır. Sayın Ali Koç, Fenerbahçe’ye karşı oluşumu durdurmak, engellemek, yok etmek hatta futbolu kurtarmak için “Fenerbahçesiz bir ligin daralıp yok seviyesine inecek getirisinden” korkacaklarını umarak “ligden çekilme” isyanı ile işe gerçek yerden başlamıştır. Lakin kullanmaktan çekindiği yetki, tam aksine bir fonksiyon görmüş, Fenerbahçe’ye kumpas kuranlar kazanmış, bundan sonrası Fenerbahçe ve futbolumuz için daha karanlık bir meçhul haline gelmiştir. Fırsatı vaktinde kullanıp -veya kullanacağı algısı yaratıp- karşısındakilere geri adım attıramayan sayın Ali Koç’un, artık “yeni hoca, eksiksiz transferler” üzere temcit pilavı umutlarla yeni bir devir talep etmesi, gereksiz yıpranmalardan öteye gidemez. Zira, güç, “mücadeleyi kazanan Fenerbahçe düşmanları” eline geçmiştir. Şahsen sayın Koç’un dile getirdiği üzere “kendisi varken Fenerbahçe’yi şampiyon yapmayacaklarını” yanlışsız kabul edersek, kaybedilmiş savaşın bedelini ödeyen kumandan olmak vaktidir artık.”
