Palandöken Dağı eteklerindeki Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nde çalışmalarını sürdüren Hüseyin Eroğlu, AA muhabirine, yaptığı açıklamada, Üstün Lig’de şiddetli bir sürecin kendilerini beklediğini belirtti.
“TEKNİK YÖNETİCİLERİN YILI OLACAK”
Kulüplerin eskiye nazaran istediği transferleri yapamayacağını argüman eden Eroğlu, “20 ekipli bir ligde birçok kadro ekonomik manada istediği düzeyde değil. Evvelce her kadroda yıldız oyuncu sayısı fazla olurdu artık biraz daha iktisattan ötürü bütçelere nazaran gruplar yapılmaya başlandı.” dedi.
Eroğlu, gelecek dönem teknik yöneticilere çok daha büyük vazifelerin düşeceğini söz ederek, şunları söyledi:
“Ben önümüzdeki dönemin teknik yöneticilerin yılı olacağını düşünüyorum. Örneğin Dünya Kupası’nda Arjantin şampiyon oldu bu bence teknik yöneticinin başarısı. Ne kadar Messi bir yıldız olsa da etrafındaki oyuncularla bir strateji geliştirerek oynadı. Fas’ta o denli onlar da çok başarılı oldu fakat yıldızlarla dolu birçok ekip başarılı olamadı. Di Maria finale kadar hiç oynamadı fakat finalde oynadı demek ki bu bir stratejiydi.”
“TEKRARLAMAK İSTİYORUZ”
Kırmızı-beyazlı ekibin şampiyon olmasında uyguladıkları stratejinin değerli bir etken olduğunu lisana getiren Eroğlu, “Önümüzdeki dönem teknik yöneticilerin daha ön planda olacağını düşünüyorum. Biz geçen sene Samsunspor ile başladıktan sonra oturttuğumuz sistem, kurguladığımız stratejiler bizi açık orta şampiyon yaptı. Maksadımız bunu Muhteşem Lig’de de tekrarlamak.” diye konuştu.
“BİR İDEOLOJİM VAR”
Teknik yöneticilik mesleğinde kendisinin bir ideoloji benimsediğini ve ona nazaran işini yaptığını anlatan Eroğlu, şunları kaydetti:
“Benim başarıda uyguladığım bir ideolojim var. İdeolojim gelişim, ekip mühendisliği ve sistemdir. Oyuncunun gelişimi çok kıymetlidir. Burada teknik yöneticiye iş düşüyor. Futbolcu her yaşta iş yapar, burada misyon bize düşüyor. Grup mühendisliğiyle elindeki bütçeye nazaran en güzel grubu kurgulamak ve en yüksek randımanı almak değerlidir. Bunların hepsinde teknik yöneticilere değerli misyonlar düşüyor.”
“HERKESİN İDEOLOJİSİ OLMALI”
Herkesin kendine nazaran bir ideolojisi olması gerektiğini lisana getiren Eroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Artık dünyada ve Avrupa’da maç içinde değişen formasyonlar, maçın durumuna nazaran oynamak üzere stratejiler belirlemek gerekiyor. Topu rakibe verdiğinde savunmada kalmak bunlar bir stratejidir. Rakibin güçlü olan yanlarını güçsüz hale getirmek, kendi güçlü olan yanını ise daha çok artırmak üzere. Ben de bu misyon ve sorumluluğun bilincindeyim en uygun biçimde takımımla çalışmalarımıza devam ediyoruz.” tabirlerini kullanarak cümlelerini sonlandırdı.
