Investing.com – Euro, hafta başında ABD doları karşısında süratle bedel kazanarak 1,15 düzeyini aştı ve son dört yılın en yüksek düzeyini gördü. EUR/USD paritesi, bugün 1,1574’ye kadar yükseldi. Bu düzey en son Kasım 2021’de görülmüş ve o devirde dünya Covid-19 sonrası periyoda adapte olmaya başlamıştı. Aktüel yükselişte temel etkenlerin başında doların zayıflaması, memleketler arası ticaret tansiyonları ve ABD iç siyasetinde yaşanan dalgalanmalar geliyor.
Dolara yönelik yatırımcı iştahındaki düşüşte, ABD Başkanı Donald Trump’ın Fed Lideri Jerome Powell’a yönelik eleştirileri ve birebir vakitte Çin’e yönelik uyguladığı sert tarife telaffuzlarının tesirli olduğu bedellendiriliyor. Trump, Powell’ı faiz indirimlerinde yavaş kalmakla suçlarken, Çin ile yürütülen ticaret savaşını yeni yaptırım tehditleriyle tırmandırıyor. Bu gelişmeler piyasalarda inançlı limanlara yönelimi artırırken, dolar endeksi üç yılın en düşük düzeyi olan 97,92’ye geriledi.
Euro, inançlı liman olarak öne çıkıyor
Piyasalarda yaşanan bu kırılgan ortamda, Avrupa Merkez Bankasının faiz indirim süreciyle birlikte euro, yatırımcılar tarafından öteki para ünitelerine kıyasla daha istikrarlı bir alternatif olarak bedellendiriliyor. Euro bölgesi iktisadında büyüme büyük süratle artmasa da istikrarlı bir tabana oturmuş görünüyor. ECB’nin faiz indirimiyle birlikte zayıf euro beklentisinin bilakis, bölgedeki siyasi istikrar ve yapısal dayanıklılık yatırımcı itimadını artırıyor.
Avrupa Merkez Bankası ve bölge ekonomilerinden gelen son datalar, toparlanmanın sürdüğünü gösterse de, euro’nun bedel kazanmasında temel itici gücün dolar zayıflığı olduğu belirtiliyor. İnançlı liman talebinin güçlenmesiyle altın fiyatları da tarihi düzeylere ulaşırken, euro başta olmak üzere birçok para ünitesi dolara karşı sert biçimde kıymet kazandı.
Dolar, bu yıl euro karşısında %13 bedel kaybıyla ilerliyor
2025 yılı boyunca süregelen politik tansiyonlar ve ekonomik belirsizlikler, ABD dolarını önemli biçimde baskıladı. Yılbaşından bu yana euro karşısında paha kaybı %13’ü aşan dolar, yatırımcıların riskten kaçış eğiliminden olumsuz etkilenmeye devam ediyor. ABD’nin yüksek faiz oranlarına karşın doların bedel kaybetmesi, piyasalarda siyasi telaffuzların ekonomik göstergeler üzerindeki tesirini bir kere daha ortaya koydu.
Özellikle Trump idaresinin Fed’e müdahale etmeye yönelik telaffuzları, bağımsızlık prensibine yönelik tasaları artırdı ve bu durum dolar üzerinde ek bir baskı oluşturdu. Tıpkı vakitte artan gümrük tarifeleri ve dış ticaret siyasetlerinin global talepte düşüşe neden olabileceği tarafındaki beklentiler, Amerikan iktisadı için aşağı istikametli riskleri artırıyor.
ECB üyesi Kazaks: “Euro Bölgesi’nde resesyon riski yükseliyor”
Avrupa Merkez Bankası (ECB) İdare Kurulu Üyesi ve Letonya Merkez Bankası Başkanı Martins Kazaks, Euro Bölgesi için ekonomik yavaşlamaya yönelik tehditlerin arttığı ikazında bulundu. Kazaks, yaptığı blog paylaşımında, ABD’nin tarife siyasetlerinin ve global jeopolitik gerginliklerin tesiriyle Avrupa’da resesyon ihtimalinin temel senaryo olmasa da epey mümkün olduğunu söz etti.
2025 için Euro Bölgesi büyümesinin %1 olarak öngörüldüğünü belirten Kazaks, bu iddianın altında kalınabileceği istikametinde sinyaller verdi. Bilhassa dış ticaretteki sert değişikliklerin ve belirsizliklerin Avrupa iktisadında hem iç hem dış talebi baskılayabileceğini vurguladı. Bu açıklamalar, Euro Bölgesi’ndeki istikrar algısının orta vadede dalgalanmalara açık olduğunu gösteriyor.
