İSTANBUL (İGFA) – Ev sahipleri uzun süreli kiralama da yapmak istemiyor. Ev sahipleri son dönemde yabancı öğrencileri gözlerine kestirdi. Her yıl noterden oturma iznini yenilemek zorunda olan yabancı öğrenciler kira artışlarına rıza göstermek zorunda kalıyor.
Konut fiyatlarının ve kiralarının kontrolden çıkması toplumsal birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Ev sahipleri devletin getirdiği yüzde 25 sınırına uymak istemiyor. Yüzde 25 sınırına takılmamak için çeşitli yollar deneyen ev sahipleri yeni yöntemler geliştirdi. Ev sahiplerinin yeni yöntemlerini anlatan Gayrimenkul Uzmanı Gamze Özlü, “Kısa süreli kiralama yapmak isteyen ev sahipleri yabancı öğrencilere ev kiralamaya başladı. Ev sahiplerinin bir diğer yöntemi de kiracılardan kredi notu istemek oldu” dedi.
EV SAHİPLERİNİN YABANCI ÖĞRENCİ OYUNU!
Ev sahiplerinin kira artışında yüzde 25 sınırına uymadığına dikkat çeken Gayrimenkul Uzmanı Gamze Özlü, “Artık yeni kiralamalarda ev sahipleri hakları olmamasına rağmen istediği zaman evden çıkarabilmek için taahhütname imzalatıyorlar. Yabancı öğrenciler noterden yapılan kontratla oturma izni alıyor. Öğrenciler her senede bunun yenilenmesi gerekiyor. Şimdi mal sahibi diyor ki bir sene sonra istediğim kirayı kabul etmezse noterden kontratı yenilemem, o da oturum alamaz ve mecburen başka eve çıkmak zorunda kalır. Onun için yabancı öğrenciyi tercih ediyor” diye konuştu.
EV SAHİPLERİ KİRACILARDAN KREDİ NOTU İSTEMYE BAŞLADI
Son dönemde ev sahiplerinin kiracılardan kredi notunu istediğini söyleyen Gamze Özlü, “Kredi notu 1.600- 1.500’ün altındaysa bunu ödeme zorluğu yaşayabilir olarak görüp bu kiracıya ev vermiyor. İstanbul’da kiralar gerçekten çok yükseldi. 20 bin TL’nin altında neredeyse daire yok. Asgari ücretin çok üzerindeki bu rakamları insanlar nasıl ödeyecek? Ayrıca bir dönem kredi notu sorunlu olmuş daha sonra işlerini düzeltmiş insanlar bile kiralık daire bulamıyorlar bu kredi notu meselesi yüzünden” ifadelerini kullandı.
“KİRA ARTIŞLARININ ASIL SEBEBİ KONUT ÜRETİMİNİN YETERSİZ OLMASI”
Konut kiralarını etkileyen birçok unsur olduğunun altını çizen Gayrimenkul Uzmanı Gamze Özlü, “Konutta yeterli üretim yapılmaması en temel sorun olarak öne çıkıyor. 2018 yılına kadar sağlıklı bir konut üretimi yapıldığını görüyoruz. O dönemde vatandaşların konuta rahat ulaşabildiğini söyleyebiliriz. Ancak 2018’den sonraki geçen 5 yılda tam manasıyla bir çöküş görüyoruz. Bu tarihten sonra her yıl küçülen bir sektörden bahsediyoruz. Ülkedeki evlilik ve boşanma sayısı konut ihtiyacını da bizlere gösteren bir parametre. Örneğin 2022 yılında 575 bin kişi evlenmiş 180 bin kişi de boşanmış. Bu da 730 bin civarında yeni ev ihtiyacı ortaya çıkarıyor. Konut ihtiyacına yol açan bir diğer etken ise göç büyükşehirlere yönelik devam eden göç hareketi. Hem kendi kırsal bölgelerimizden gelen göç hem de yabancı göçü bu konut ihtiyacını tetikleyen unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu yıl için iç göç hareketini en çok etkileyen unsur Kahramanmaraş merkezli depremler oldu. Bölgeden diğer şehirlere başlayan göç hareketi yeni konut ihtiyacını artırdı. Bunların dışında üniversite öğrencilerinin her yıl oluşturdukları ev talebine ek olarak yurtdışından gelen öğrenci sayısında ciddi artış olması da ev talebini artıran bir diğer unsur oluyor” dedi.
YENİ İNŞAAT RUHSATLARI İHTİYACIN ÇOK GERİSİNDE
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023’ün ikinci çeyreğine ilişkin açıkladığı yapı izin istatistikleri, toparlanmanın sinyalini verdi. İkinci çeyrekte yıllık bazda belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen bina sayısı yüzde 5.7, daire sayısı yüzde 31.3 ve yüzölçümü yüzde 25.6 arttı. Yılın ikinci çeyreğinde 30 bin 712 binada 188 bin 740 daire için ruhsat düzenlendi. Daire sayısı bazında son beş yılın en yüksek ikinci çeyrek verisine ulaşılması da dikkat çekti. İkinci çeyrek verileriyle birlikte yılın ilk yarısına ilişkin tablo da netleşti. Ocak-haziran döneminde ruhsat verilen daire sayısı 319 bin 500 oldu. Ancak yıllık konut ihtiyacı 750-800 bin olduğu için henüz rakamlar beklenilen seviyeye gelmedi.
—