İletişim Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yer alan haberde 15 Temmuz Demokrasi Müzesi’nde gerçekleştirilen programda soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 15 Temmuz direnişinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek, “Gerçekten aziz şehitlerimizin hatırası çok kıymetlidir, çok kutsaldır ve bu gerekçeyle de bu hatıranın doğru bir şekilde hatırlanması, toplumsal belleğe doğru bir şekilde kazınması için çok gayret sarf etmemiz gerekmektedir. Bu noktada içinde bulunduğumuz bu müze de bu gayretin yansımalarından bir tanesidir. 253 şehidimiz var, 253 kahramanımız var.” diye konuştu.
Bu yılki 15 Temmuz anma etkinliklerinde, 15 Temmuz’u hatırlarken, şehitleri, gazileri ve o gün canını hiçe sayarak meydanlara inen bütün vatandaşlara atfen “Türkiye Yüzyılı’nın Kahramanları” ifadesini kullandıklarını vurgulayan İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti: “15 Temmuz hain bir darbe girişimiydi. Fakat aynı zamanda darbe görünümlü bir işgal girişimiydi. 15 Temmuz, bu milletin, bu ülkenin, bu devletin istiklaline, istikrarına ve istikbaline yönelik bir hamleydi. Allah’a hamdolsun ki yine milletimizin dirayeti, dik duruşuyla Sayın Cumhurbaşkanı’mızın dik duruşuyla, o kararlı duruşuyla bertaraf edilmiş hain bir girişimdi. 15 Temmuz’da gerçekten Türkiye yeniden teslim alınmaya, bir biçimde kendi içine, kendi ilişkilerine ne yazık ki mahkûm edilmeye çalışılan bir projeydi, başarılı olamadı elhamdülillah.”
İletişim Başkanı Altun, 15 Temmuz’da milletin çok büyük bir irade ortaya koyduğunu belirterek, “Dünya demokrasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde millet, sivil halk çıktı ve bu asker üniforması giymiş teröristlere karşı, ‘Size geçit vermeyeceğiz’ dedi. ‘Size bu kirli projeyi hayata geçirme fırsatı vermeyeceğiz’ dedi. Tankların önünde durdu, canını verdi ve fakat vatanını vermedi, bu ülkeyi, bu ülkenin istiklalini vermedi.” diye konuştu.
“O kahramanlar gerçekten Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlarımız gibi, bu ülkeyi bize vatan kılan bütün şehitlerimiz gibi tarihimizde müstesna bir yere sahiptir.” ifadesini kullanan İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:
“Bu vatanın bir gerçek tarihi var, o gerçek tarihin içinde gerçek kahramanlar kurucu unsurlardır. 15 Temmuz da bu anlamda bu ülkenin, bu vatanın tarihinde çok müstesna ve özel bir yere sahiptir. Birileri 15 Temmuz darbe girişimini, işgal girişimini hayata geçirmek için çok yoğun hazırlıklara girişti. FETÖ, bu hain terör örgütü, uluslararası alanda yoğun bir destekle bu darbeye zemin hazırlamak için çok yoğun bir şekilde çalıştı. Uluslararası medya aracılığıyla çok yoğun dezenformasyon gayretleri içerisine girdi. Kendi müntesipleri üzerinden, örgüt mensupları üzerinden bir dizi istihbarat çalışması yürütmeye ve bu istihbarat çalışmalarıyla kendince ülkede bir zafiyet ortamı oluşturmaya çalıştılar. 15 Temmuz’a giden süreçte, 7 Şubat MİT krizi ile 17-25 Aralık emniyet ve yargı müdahaleleri ile siyaseti dizayn etmeye çalıştılar. Bunların hepsi Cumhurbaşkanımızın gayreti ile bertaraf edildi.”
“Türkiye’yi işgal planının bir parçası olarak hareket ettiler ve başarılı olamadılar”
FETÖ yapısının ilk defa 17-25 Aralık’tan sonra siyasal alanda kendisini görünür kıldığını söyleyen İletişim Başkanı Altun, “30 Mart 2014 yerel seçimlerinde varlık gösterip Cumhurbaşkanımızın karşısında yer aldı. Fakat orada da başarılı olamadılar. Ondan önce Gezi kalkışmasında yine bu yapının arka planda çok ciddi bir varlığı söz konusuydu ve bu varlıkla ciddi bir şekilde Türkiye siyasal alanını istikrarsızlaştırmaya ve bu istikrarsızlaşma üzerinden bir yönetim değişikliği meydana getirmeye yönelik girişimleri oldu. Fakat bunların hiçbirinde başarılı olamadılar. En son çare olarak 15 Temmuz’da bir darbe yapmaya çalıştılar. Bu darbeyi yapmaya kalkanlar, esas itibarıyla Türkiye’yi işgal planının bir parçası olarak hareket ettiler ve başarılı olamadılar.” değerlendirmesinde bulundu.
İletişim Başkanı Altun, FETÖ’nün ve 15 Temmuz’daki darbe girişiminin Türkiye’ye zarar verdiğine ve Türkiye’deki kurumların bunlardan etkilendiğine dikkati çekerek, “Bu 7 yıllık süreçte bir taraftan da gördük ki, bu hain örgüt, hain terör örgütü devletten, kurumlarımızdan temizlendiğinde devletimiz çok daha güçlü, kurumlarımız çok daha güçlü.” dedi.
15 Temmuz darbe girişiminden sonraki 7 yıllık süreçte, Türkiye’nin terörle mücadelesinin çok daha güçlü, etkin ve daha büyük sonuçlar alacak şekilde devam ettiğine vurgu yapan İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:
“Terörü kaynağında kurutma stratejisi ile Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları dışında çok nitelikli ve başarılı sonuç alıcı askeri operasyonlar yürüttü. Öte taraftan yine uluslararası alanda askeri üsler kurmaya devam ettik ve çok daha etkin bir şekilde varlık gösterdiler. Devletin bütün kurumları bu hain örgütten temizlendikçe daha etkin, daha başarılı bir şekilde millete, halka hizmete devam ettiler.”
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle siyasal alanın istikrarsızlaşmasının önüne geçildi”
İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye’de hükümet sistemi üzerinden siyasal alanın istikrarsızlaşmasına yönelik herhangi bir girişimin başarılı olma şansını ortadan kaldıran yapısal bir düzenlemeye gidildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte Türkiye siyasal hayatının uzun dönemli bir sorununun çözülmüş olduğunu ifade eden İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte daha hızlı karar alan, yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında denge ve denetleme sistemlerinin daha iyi işlediği bir hükümet sistemi ortaya çıktı. Bu hükümet sisteminde çok yoğun bir şekilde bu 5 yıllık süreçte de Cumhurbaşkanımız çok önemli adımlar atmaya devam etti ve ülkesi namına önemli kazanımlar elde etti. Türkiye’nin bölgesel bir güç olması, küresel bir oyuncu olması noktasında bu dönemde çok önemli kazanımlar elde edildi. Bu süreçlerin hepsinde, emin olun bu hain terör örgütünden kamu kurumlarının temizlenmesinin çok önemli bir payı vardır. Biz geçtiğimiz seçimlerde de şunu çok net bir şekilde gördük ki, milletimiz de bunun bilincindedir, milletimiz de bu anlamda yaşanan bu dönüşüme onay vermiştir ve bu dönüşümün ne denli önemli olduğunu bir kez daha tescillemiştir.”
“Türkiye Yüzyılı, bir atılımın adıdır”
İletişim Başkanı Altun, “Fethullahçı Terör Örgütü dediğimiz zaman temelleri 1970’lerde atılmış bir yapıdan, uluslararası bir organizasyondan bahsediyoruz. Onunla mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini de görüyoruz. İletişim Başkanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı’nın Kahramanları temasını öne çıkardınız, bunu biraz açar mısınız?” sorusu üzerine, şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanımız bu seçim sürecinde çok net bir şekilde şunu söyledi, dedi ki, ‘Yeni dönem bizim için Türkiye Yüzyılı’nın dönemidir. Yeni çağ, Türkiye Yüzyılı çağıdır.’ Bu artık Türkiye’nin kendi içine kapanan kendi iç çelişkileriyle yorulan bir ülke değil, artık çok etkin ve itibarlı bir bölgesel güç ve aynı zamanda küresel bir oyuncu, küresel bir aktör olduğu, olacağı bir dönemin adıdır. Bu her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir imkândır, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için bir imkândır.”
Bu anlamda Türkiye Yüzyılı’nın bir atılımın adı olduğunu vurgulayan İletişim Başkanı Altun, “Türkiye’nin kendi ad ve hesabına kendi menfaatleri temelinde hareket edebildiği, ekonomiden dış politikaya, kültürden ticarete pek çok alanda varlık gösterdiği bir dönemin adıdır. Bu anlamda özgür tam bağımsız Türkiye’nin, daha güçlü daha müreffeh bir Türkiye’nin adıdır Türkiye Yüzyılı.” diye konuştu.
İletişim Başkanı Altun, Türkiye Yüzyılı’nın bir vizyon projesi olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanımız, Türkiye Yüzyılı vizyon projesinin tam da Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, 2023 yılında başlayacağını duyurduğunda, aslında bir programı ortaya koymuş oldu. Tabii ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte son 5 yılda bu program için çok ciddi atılımlar yapıldı. Çok ciddi kazanımlar elde edildi, sermaye biriktirildi. Yapılan altyapı yatırımlarından tutun da terörle mücadeleye kadar pek çok alanda bu büyük ve güçlü Türkiye’nin, etkin, bölgesel ve küresel bir güç olan Türkiye’nin yeşermesi içindi. Bu yapılan yatırımlar neticesinde bugün Türkiye bu noktadadır. Bu noktayı da Cumhurbaşkanımız Türkiye Yüzyılı olarak adlandırıyor. İşte bu Türkiye Yüzyılı’nın ortaya çıkmasında gerçek kahramanlar var. Bunların arkasında yatan gerçek kahramanlar kimlerdir diye baktığımızda dönüyoruz ve çok yakın tarihte, 15 Temmuz hain darbe girişimine, darbe görünümlü işgal girişimine karşı çıkan o kahramanları görüyoruz.”
“253 şehidimiz en başta onlar, gazilerimiz ve o gün meydanlara, sokaklara koşan insanlarımız. Bunlar işte gerçekten Türkiye Yüzyılı’nın Kahramanları.” diyen İletişim Başkanı Altun, “O gün o direniş sergilenmeseydi ve Sayın Cumhurbaşkanımız o gün cesaretle, dik bir duruşla, ‘Ben milletin gücünün üstünde bir güç tanımadım bugüne kadar.’ diye açık ve net bir şekilde mesaj verip, ‘Milletimi meydanlara çağırıyorum.’ dememiş olsaydı o takdirde bugünkü bu Türkiye Yüzyılı şerefiyle biz şereflenmemiş olacaktık. Çok açık ve net söylüyorum. Türkiye Yüzyılı önümüzdeki dönemin vizyon projesidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti milletiyle birlikte vizyon projesinin günden güne daha da fazla hayata geçmesi için el birliğiyle ve birlik beraberlik içerisinde çalışacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“15 Temmuz’un anılması namına bu çok kıymetli”
İletişim Başkanı Altun, gelecek dönemin Türkiye Yüzyılı vizyonu noktasında pek çok alanda ciddi mücadeleler verilmesi gereken, yatırımların yapılması gereken bir dönem olacağını belirterek, Türkiye’nin, dünya siyasetinde, bölgesel meselelerde ve çoğu krizde artık güçlü bir şekilde kendi ad ve hesabına hareket etme imkânına sahip olduğunu vurguladı.
“Sadece oyunbozan değil, artık oyun kuran bir Türkiye’den bahsediyoruz.” ifadesini kullanan İletişim Başkanı Altun, şöyle devam etti:
“Bugün yaşadığımız süreç bu anlamda Türkiye Yüzyılı’nın kahramanlarının eseridir. Bu nedenle biz, 15 Temmuz’u hatırlarken ve tekrar yâd ederken bu ifadeyi kullandık. Bu doğrultuda 15 Temmuz’un hafızalarda gerçek anlamıyla kalmasını, yaşamasını teminen de her yıl belli projeler gerçekleştiriyoruz. Yine 15 Temmuz’un birinci yılından itibaren devletimiz bu noktada çok ciddi gayretler sarf ediyor. Sivil toplum kuruluşlarımız, bu anlamda birçok yine medyamız hakeza üniversitelerimiz bu noktada ciddi gayretleri ortaya seriyor. 15 Temmuz haftası içerisinde bizim, Cumhurbaşkanımızın genelgeyle bize verdiği vazife çerçevesinde yaptığımız bir koordinasyon faaliyeti var. Bütün kamu kurum kuruluşlarında yürütülen faaliyetleri biz bu anlamda koordine ediyoruz. Şu an itibarıyla bütün Türkiye sathında ve uluslararası alanda 10 binin üzerinde projeyi biz proje takip sistemimize kaydettik, 15 Temmuz’un anılması namına bu çok kıymetli.”
“15 Temmuz etkinlikleri kapsamında birçok projemiz var”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 15 Temmuz anma etkinlikleri kapsamında İstanbul Beylerbeyi Stadyumu’ndaki programa katılacağının bilgisini de veren İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:
“15 Temmuz etkinlikleri kapsamında bizim birçok projemiz var. Uluslararası alanda çeşitli sempozyum ve paneller düzenliyoruz. Türkiye’nin farklı meydanlarında dijital teknoloji imkânlarıyla, dijital kulelerle şehitlerimizi anıyoruz, onların aziz hatıralarına tekrardan saygı ve minnet ifadelerimizi dile getiriyoruz. Onun dışında yine açık hava sergilerimiz söz konusu. Bunlarla birlikte Türkiye çapında yürüttüğümüz konferans, seminerler ve benzeri faaliyetlerle istiyoruz ki gerçekten bu kahramanlık destanı nesilden nesile güçlü bir şekilde aktarılsın ve uluslararası alana da çok net bir mesaj verilsin. Türkiye artık uzaktan düğmeye basarak, birtakım illegal yapıları harekete geçirerek dizayn edilecek bir ülke değildir. Türkiye, milleti ile devlet ile bütünleşmiş demokratik bir ülkedir ve milli irade de ancak ve ancak milli irade tarafından değiştirilebilir. Milli iradenin kararı ancak milli irade tarafından değiştirilir ve milli iradeye herhangi bir müdahale asla ve kat’a kabul edilemez. Bütün dünyaya da bu mesajı vermek ve istiyoruz, bu gayretle çalışmaları sürdürüyoruz.”
İletişim Başkanı Altun, “Geçtiğimiz 7 yıllık sürece baktığımızda 15 Temmuz direnişinin Türk halkı üzerindeki mevcut ve muhtemel etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu, şöyle yanıtladı:
“15 Temmuz gerçekten halkın içinden, milletin içinden çıkmış, hepimizin şahit olduğu, hepimizin orada net bir şekilde gözlemlediği üzere doğal bir direniş hareketidir. Çünkü o gün uluslararası alandaki egemenler, Türkiye’de bir yönetim değişikliği yapmak için, bir kirli örgütü, hain bir terör örgütünü kullandılar. Millet buna lideri ile birlikte net bir şekilde darbe vurdu, darbe yapmak isteyenlere darbe vurdu ve onları bertaraf etti. Bunu yaparken de ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Milletin öz güveninin tescilidir 15 Temmuz. Bu anlamda baktığınızda milli iradenin aslında kendi modernleşme tarihimiz içerisinde de ne denli önemli olduğunun millet tarafından da net bir şekilde hatırlandığı ve örneğin 27 Mayıs’ta olduğu gibi 12 Eylül’de olduğu gibi öyle isteyenin gelip de iradesine ipotek koyabileceği, elinde silah olan birilerinin müdahale edebileceği bir alan olmadığını gösterdi. Bu yönüyle bir öz güven göstergesidir, milletin öz güveninin yükselişinin göstergesidir bu nedenle de ayrıca kıymetlidir.”