Bu transferi birinci gündeme getiren kişi Abdülkerim Bardakçı’nın menajeri Uğur Avadan’ın tanıdığı George Gardi isimli bir menajerdi. Mauro İcardi ismine dudak büken çok oldu; “Gerçekleşme ihtimali yüzde 1” diyenlerin sayısı bir epey fazlaydı. Ancak Erden Timur, “Yüzde 1 bile olsa her ihtimalin peşinden gideceğiz zira yüzde 1 o denli bir orandır ki, kimi vakit 99’u alt eder. Biz uğraştan mesulûz. Zaferden değil, seferden sorumluyuz” diyerek çıtayı arşa koydu.
Birinci olarak futbolcunun eşi ve menajeri Wanda Nara ile temas kuruldu ancak olumlu bir dönüş olmadı. Erden Timur da bir müddet kendini gizleyip, öbürleri aracılığıyla sürdürdü görüşmeleri.
İcardi transferi uzak ihtimal görüldüğü için Okan Buruk’un golcü listesinin birinci sırasında Haris Seferovic vardı. 1.5 ay süren görüşmeler sonucunda İsviçreli futbolcu Benfica’dan kiralandı.
İSTANBUL GEZİSİ 250 BİN EURO’YA PATLADI
Seferovic’in transferinin gerçekleştiği günlerde Galatasaray’ın yaptığı ısrarlı teklifler en sonunda Wanda Nara’nın dikkatini çekmeyi başardı. Nara, 18-19 Ağustos tarihlerindeki 2 günlük İstanbul ziyaretinde Mandarin Otel’de konakladı, tekneyle kenti gezdi, konut ve okul opsiyonlarını şahsen inceledi. Tam 250 bin Euro’ya mal olan bu seyahatin sonucunda Nara, “Galatasaray’ın teklifi dikkate değer” noktasına getirildi.
Wanda Nara’ya İstanbul gezisi sırasında eşlik eden profesyonel bir grup, kentin özelliklerini anlattı, sorulan her soruyu net biçimde yanıtladı, konut, ulaşım ve okul imkanları hakkında her türlü bilgi verildi. Bunların yanı sıra kulübün, 500 yıllık geçmişe sahip bir lisenin devamı niteliği taşıması özelliğiyle dünyada tek olması, Nara’yı etkileyen ögeler ortasında yer aldı.
“BEN YALNIZCA G.SARAY’DA OYNARIM’ DE”
Görüşmelerde G.Saray’ın İcardi’den tek koşulu vardı: “Sadece G.Saray’da oynarım diyeceksin.” Aksi takdirde PSG önemli bir bonservis bedeli isteyecek ve kiralamaya da yanaşmayacaktı. PSG’de egosu zedelenen İcardi’ye G.Saray sonuna dek kucak açtı. “Takımın yıldızı sen olacaksın” denildi. İcardi ikna olduktan sonra 3 haftalık PSG süreci başladı. Arjantinli yıldızın “Ben G.Saray’dan öteki yerde oynamam” demesi üzerine 660 bin Euro karşılığında kiralandı. İcardi’nin kiralama fiyatı medyada çok speküle edildiği için Erden Timur’u aradım, “İcardi için Galatasaray’ın kasasından ne kadar para çıktı?” diye sordum. Timur’dan “Kiralama bedeli, menajerlik fiyatı ve vergi dahil 2 milyon Euro civarında” karşılığını aldım.
ALINMASINI İSTEYEN TEK KİŞİ ERDEN TİMUR’DU
Mauro İcardi transferi bitme basamağına geldiğinde 2 pürüz daha çıktı ortaya. Evvel Okan Buruk, “Seferovic de birebir tip oyuncu. İkisinden birini oynatmayacağız” diyerek, “İcardi’yi almayalım” tarafına geçti. İdare de tıpkı fikirdeydi. İcardi’nin alınması için bastıran tek kişi Erden Timur oldu. “Biz Seferovic’i ikinci forvet olarak aldık zira sakatlık riski var. İcardi’yi kesinlikle getirmeliyiz” diyerek bütün riski üstüne aldı. O İcardi, 2 gol atıp galibiyeti getirdiği Beşiktaş derbisiyle bir arada patlama yapmasa muhtemelen Timur’la kol kola Galatasaray’a veda ederdi. Ve alışılmış ki Fenerbahçe… Galatasaray’la anlaştığı ortaya çıkınca çabucak devreye girip, PSG’ye 4 milyon Euro kiralama bedeli önerdiler. Ancak İcardi sağlam durup “İlle de Galatasaray” deyince yılın transferi gerçekleşti.
SİNİRLİ İSE YANINA YAKLAŞMAYA NİYETLENME
Icardi ne kadar büyük golcü ise o kadar da büyük bir kalbi var. Tesislerde herkesle âlâ geçinir. Muhtaçlığı olanlara yardıma birinci o koşar. Kibardır, naiftir, fakat sonlandığı vakit yanına yaklaşmayacaksın. Örneğin, 5 Nisan’da Başakşehir’e 3-2 kaybedilen kupa maçının devre ortasında yaşananlar. Başakşehir’in sert oynaması ve oyun tertiplerini bozması üzerine zahmetten çıkan İcardi, soyunma odasında bir konuşma yaptı: “Beyler, bu türlü oynarsak kazanamayız. Aranızda gücünü sonuna kadar harcamayan, koşmayan birini görürsem birinci egzersizde çift dalarım, sakatlarım. Herkes kendine gelsin!”
DROGBA BILE AILESINI İSTANBUL’A GETIRMEMIŞTI
Galatasaray’da İcardi’nin bu kadar çok sevilmesinin tek nedeni alandaki başarısı değil. Kendini Galatasaray’a adamış durumda. Çocukları İstanbul’da eğitim görüyor. Ego yapmadan herkesi kucaklıyor. Türkçe öğreniyor.
G.Saray’da İcardi’nin bu kadar sevilmesinin sebebi natürel ki yalnızca golleri değil. Karakteri ve kulübe duyduğu aidiyeti ile de Erden Timur ve sarı kırmızılıları etkiledi. Geçmişteki yıldızlar üzere yapmadı. Örneğin Didier Drogba… Fildişi Kıyılı futbolcunun ailesi İngiltere’de yaşıyordu, Türkiye’ye getirmemişti.
TÜRKÇE İLETİ PAYLAŞIYOR
Icardi ise İstanbul’a ailesi ile geldi. Çocukları burada eğitim görüyor. 12 milyon takipçisi olan toplumsal medya hesabında daima G.Saray ve İstanbul paylaşımları yapıyor. Ortada Türkçe iletiler bile yayınlıyor.
Şampiyonluğun kazanıldığı A.Gücü maçının akabinde, Okan Buruk ve oğlu Ali Yiğit’i omuzlarına aldı. Ankara dönüşü Florya’da davul çaldı, meşale yaktı, Türkçe tezahürat yaptı.
‘G.Saraylı İcardi’ olduğu için gönüllerde taht kurdu. Artık yalnızca taraftarlar değil, kadro arkadaşları da, Florya’daki aşçı da, çaycı da “İcardi kalsın” diyor.
G.Saray’da bu dönemin en sevilen isimlerinden biri, Okan Buruk’un oğlu Ali Yiğit’ti. Grubun maskotu haline gelen Ali Yiğit’in saçlarını sarıya boyatmasının perde ardında da İcardi var. İcardi, 3-1 kaybedilen Beşiktaş derbisi sonrasında, uğur denemesi yapıp saçlarını sarıya boyatmış ve 1-0 kazanılan Başakşehir maçında 3 puanı getiren penaltı golünü atmıştı. Ali Yiğit o gün, “Baba, şampiyon olursak İcardi üzere saçlarımı sarıya boyatacağım” dedi. Babası da, “Tamam, şampiyon olalım, sarıya boyatmana müsaade vereceğim” yanıtını verdi…
“BU ADAM KADRONUN ÇİMENTOSU”
Kadro kaptanları Muslera ve Kerem’in, “Gomis’in yaptığı hakikat olmayabilir lakin Galatasaray’a katkısını unutmayın. Kadroya olumlu güç veren bir oyuncu. Lütfen orta yolu bulmak için bize yardımcı olun” kelamları üzerine Dursun Özbek, Okan Buruk ve futbolcuyla görüşüp barışı sağlayan Erden Timur, bir yöneticinin bu çeşit durumlarda ne yapması gerektiğine eksiksiz bir örnek oldu.
1- Futbol asla yalnızca futbol değildir’ diye boşuna söylememiş Simon Kuper. En güzel futbolculara, teknik yöneticiye sahip olabilirsin, ancak kurduğun kadroyu güzel yeterli yönetim edemezsen başarılı olamazsın. Galatasaray’da ikinci yarıda yaşanan Bafetimbi Gomis krizi bu açıdan şahane bir örnek…
Sarı kırmızılıların 18 Nisan’da deplasmanda oynadığı ve 4-1 kazandığı Alanyaspor maçında Mauro İcardi sakatlanınca Okan Buruk ikinci 45 dakikada Barış Alper Yılmaz’ı alana sürdü. Lakin bu tercih yedekler ortasında bulunan Bafetimbi Gomis’i çok kızdırdı. Sebebine gelince…
Gomis hem dönem başında hem de ocak ayındaki orta transfer periyodunda Buruk’a motamot şunları söylemişti:
“Eğer 3. golcü olacaksam burada durmak istemem. Bırakın gideyim.” Buruk her iki görüşmede de çok net biçimde, “Sen, benim ikinci golcümsün” yanıtını verince Gomis kadroda kaldı. Fransız futbolcu ayrılık niyetini başından silmişti silmesine lakin Okan Buruk’la uzunca bir müddet özel irtibatları olmadı. Alanyaspor maçında Buruk’un tercihi Barış Alper olunca da dönemin en büyük krizi patladı…
2- BANA KELAM VERDİN LAKİN BARIŞ’I OYNATTIN, SAYGISIZLIK YAPTIN
Alanya müsabakasından sonraki birinci antrenman öncesi Buruk’un yanına giden Gomis, “Belim ağrıyor” dedi asık bir hızla. Fakat sonra dayanamadı ve idmana çıkmak istememesinin asıl sebebini açıkladı:
“Esasında sana kırgınım. Bana saygısızlık yaptığını düşünüyorum. Bana kelam vermiş olmana karşın, oynama hakkımı Barış’a verdin. Şu an ne kadar büyük hayal kırıklığı yaşadığımı bilemezsin. Senin olduğun grupta artık oynamak istemiyorum.”
Buruk, “Bana istediğini söyleyebilirsin ancak ayrılmanı kabul edemem. Galatasaray’a bunu yapma” karşılığını vermesine karşın Gomis, “Benim artık seninle işim bitmiştir. Bir daha oynamayacağız” diyerek kestirip attı.
3- PALAVRA SÖYLÜYORSUN BUNUN HESABINI SORACAĞIM!
Gomis’in resti üzerine Okan Buruk, lider Dursun Özbek’i arar. Özbek, 2015’te Gomis’i Galatasaray’a birinci getiren kişidir tıpkı. Futbolcular ile idare ortasındaki bağlantısı sağlayan Erden Timur Antalya’da olduğu için krizi çözme işini Özbek üstlenir. Çabucak Florya’ya gidip Gomis’e sorar: –
Neden oynamak istemiyorsun?
– Belim ağrıyor.
– Palavra söylüyorsun! Bu kelamlarına mutlaka inanmıyorum. Bunun hesabını soracağım.
4- “HER CEZAYA RAZIYIZ FAKAT LÜTFEN GOMIS’i GÖNDERMEYİN”
23 Nisan’daki 3-3’lük Karagümrük maçından sonra Okan Buruk, Gomis’in grupta oynamak istemediğini açıklar. Sonraki gün Gomis krizine noktayı koymak ve gruba moral vermek emeliyle idare heyeti toplantısının Florya’da yapılması kararlaştırılır. Bu toplantıda Gomis’in takım dışı bırakılacağı neredeyse katidir. İşte tam bu noktada ekip kaptanları Muslera ile Kerem Aktürkoğlu devreye girer… Erden Timur’u arayan iki futbolcu, “Bafe’nin oynamak istemeyeceğini söylemesi yanlış, fakat bugüne kadar bize yaptığı katkıyı unutmayın. Attığı gollerin dışında ekibe müspet güç veren bir oyuncu. Diğer her cezaya razıyız ancak lütfen göndermeyin. Orta yolu bulmak için yardımcı olun” ricasında bulundu.
5- “BAŞKAN TAMAM DEDİYSE BENİM İÇİN DE TAMAMDIR”
Erden Timur, ekip kaptanlarından gelen talep üzerine lider Dursun Özbek ile konuşur: – Liderim bu adam grubun çimentosu! Bence yanlış yaparız yollarsak. Tüm tertip bozulabilir. Özbek, “Tamam lakin hocaya saygısızlık yapmış. Hocayla bir konuşalım” karşılığını verir. Timur akabinde Buruk’la konuşur:
– Hocam, yanlış yapmayalım. Bence Gomis’i takım dışı bırakmayalım. Bütün dönemin intizamını bozabiliriz. Öbür türlü bir cezayı deneyelim. Buruk da, “Başkan tamam dediyse benim için tamamdır” diyerek Timur’u kırmaz.
6- CEZA OLARAK BEŞİKTAŞ MAÇINDA OYNATMADI
Okan Buruk’u bu sözlerle yumuşatan Erden Timur daha sonra Bafetimbi Gomis’le konuşup, “Takımdan, teknik yöneticisinden ve liderden özür dilersen takımda kalırsın” dedi. Gomis de hiç sorun çıkarmadan teklifi kabul etti ve gereken özrü diledi. Sonrasında oynanan Beşiktaş derbisinde Buruk, Gomis’i hiç alana sürmedi ve cezayı bu halde keseceğini gösterdi. Fakat tekrar de final haftalarında grubun en olumlu isimlerinden biri Gomis oldu.
Gomis; Okan Buruk’la yaşadığı krizde Özbek-Timur ikilisinin uyguladıkları stratejinin ne kadar hakikat olduğunu, kupa merasiminde, “Kriz anlarında bizi hakikat yönlendirdiler” kelamıyla tabir etti.
