Demokrat Parti’nin başkan adaylığını kabul eden Kamala Harris, aynı zamanda Amerikan tarihini yazdı ve ülkeyi tarihin bir sonraki bölümünü şekillendirmeye davet etti.
Kariyerinin en önemli konuşmasında Bayan Harris, Amerikalılardan kendisini ülkenin geleneksel değerlerinin bir reddi olarak değil, onların vücut bulmuş hali olarak görmelerini istedi. Bu, seçmenlere, geçmişi ve kimliği ne kadar değişimi temsil ediyorsa Bayan Harris’in aynı zamanda ülkenin kurucu ideallerine giden bir ortak çizgiyi temsil ettiği konusunda güvence vermeyi amaçlayan bir mesajdı.
Onun açıklamaları, evrimleşen bir ulusun bile, tarihsel olarak iktidara sahip olmayanlara iktidarı devretmekten rahatsız olabileceğine dair örtük bir kabul anlamına geliyordu. Ve Amerikalılara, beyaz Hristiyan erkek çoğunluğun egemen olduğu idealize edilmiş ve dar görüşlü bir geçmişe dönüş vaat eden bir muhalifine karşı açık bir karşı argüman sunuyorlardı.
Bayan Harris ırkından ve cinsiyetinden bahsetmese de, bazı Amerikalıların siyah bir kadın tarafından yönetilmekten rahatsız olabileceğine dair örtük bir anlayış sundu. Yaklaşımı, büyük bir parti adaylığı kazanan tek diğer kadın olan Hillary Clinton ile önemli bir ayrışma anlamına geliyordu; Clinton, 2016 kampanyasının merkezi teması olarak engelleri aşan geçmişini ve olası geleceğini vurguladı.
Bayan Harris’in konuşması aynı zamanda birçok Amerikalının onun deneyimlerine, inançlarına ve yönetim tarzına aşina olmayabileceğinin ve yakın tarihteki diğer adaylardan daha az zamana sahip olduğu gerçeğinin de bir kabulüydü; şiddetle bölünmüş bir ulusu ikna etmek için.
“Bu geceyi izleyen çeşitli siyasi görüşlere sahip insanlar olduğunu biliyorum. Ve bilmenizi istiyorum ki, tüm Amerikalılar için bir başkan olmaya söz veriyorum,” dedi. “Ülkeyi partiden ve benlikten önce koyacağıma her zaman güvenebilirsiniz. Hukukun üstünlüğünden, özgür ve adil seçimlere, iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesine kadar Amerika’nın temel ilkelerini kutsal sayacağım.”
