Canlı Nisan Günü
Sevgili Günlük:
Nisan ayının ortası olduğuna inanmak zordu. Bulutlar alçakta asılıydı, sıcaklık serindi, güneş batmıştı.
Arada kalmış bir zamandı. İşten sonra, içkilerden önce. Kaldırımlar boştu. Trafik hafifti.
Hızlı bir iş için dışarı çıktım. Üzerimde baharlık bir polar ceket vardı ve keşke eldiven taksaydım diye düşündüm.
Yürürken, yaklaşık 20 fit ötede bir köşede duran bir adam gördüm. Giysileri dikkatimi çekti: kışlık bir ceket ve örgü bir şapka.
“Soğuk” dedim.
“Öyle” dedi.
Eldiven takmamız lazım, dedim.
Cümlem, caddeden gelen bir kamyonun gürültüsüyle kesildi.
Adam bana bakarken kolunu uzattı.
“Geri çekil” dedi.
Bana söyleneni yaptım.
Pantolonunu sıvazlamaya başladı. İfadesi bir bulmacayı çözmeye çalıştığını ima ediyordu. Parmakları ceplerinden birine uzandı ve bir şey çıkardı: bir çift eldiven. Sokağı geçmeye başladığımızda bana uzattı.