“II. Avrasya Biyoçeşitlilik Kongresi ” EÜ’de başladı

Biyoçeşitlilik üzerine bilimsel çalışmalar yürüten akademisyenler, araştırmacıları ve uzmanlar Ege Üniversitesinde bir araya geldi. Ege Üniversitesi, Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi, Özbekistan Andijan Devlet Üniversitesi ve Kırgızistan Oş Devlet Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen “II. Avrasya Biyoçeşitlilik Kongresi”nin açılışı Ege Üniversitesinde gerçekleştirildi.  

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Konferans Salonunda açılışı yapılan kongreye, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Ayaz, Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerim Çiçek,  Özbekistan’dan 25, Azerbaycan’dan 24 ve Kırgızistan’dan 5 olmak üzere toplam 54 araştırmacı katıldı. Etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, Ege Üniversitesi tanıtım filminin katılımcılara sunulmasıyla başladı.

Kongrenin açılışında konuşan EÜ Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Ayaz, “Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak’ın öncülüğünde yürüttüğümüz uluslarasılaşma çalışmalarımız, üniversitemizin öncelikli hedeflerinden bir tanesi. Bu kapsamda, EÜ Fen Fakültesi olarak, Özbekistan ve Azerbaycan gibi Türk Cumhuriyetleri ile ikili ilişkiler geliştirdik. Bu ilişkilerden bir tanesi, biyoloji alanında çift diploma programımız. Diğer bir iş birliğimiz ise; Özbekistan, Azerbaycan ve Türkiye ortaklığında gerçekleştirdiğimiz ‘Avrasya Biyoçeşitlilik Kongresi’dir. Bu yıl, kongremize Kırgızistan da dahil oldu. Yaklaşık 55 yabancı araştırmacı, üç günlük kongre süresi boyunca Avrasya’nın biyoçeşitliliğinin ortaya çıkarılması, tehditler ve bu tehditlere karşı koruma yöntemlerine yönelik tartışmalar gerçekleştirecekler. Üç günün sonunda da ortak bir deklarasyon yayınlanacak. Bu ilişikleri, kongrenin de ötesine taşımayı amaçlıyoruz. Verimli bir kongre olmasını temenni ediyorum” dedi.

“Çevresel tehditlere karşı ortak duruş sergileyeceğiz”

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerim Çiçek ise; “Bugün, mevcut ve gelecek nesillerin refahını tehdit eden, insan kaynaklı iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı gibi birbiriyle bağlantılı iki acil durumla baş etmemiz gerekmektedir. Biyoçeşitlilik krizi gezegenimizdeki her türlü yaşam ortamını kapsayan, küresel ölçekte meydana gelen önemli ve devam eden bir sorundur. Neredeyse 50 yıldır doğanın sağlığını takip eden ‘Yaşayan Gezegen Endeksi’ne göre, 1970 ile 2018 yılları arasında dünya genelinde izlenen yaban hayatı popülasyonlarının bolluğunda ortalama yüzde 70’lik bir düşüş olduğu görülmektedir. Bu veriler, harekete geçmezsek karşılaşacağımız tehlikeleri gözler önüne seriyor. Bilimsel veriler açık ve net. İklim değişikliğini 1,5 santigrat derece ile sınırlandırmayı başaramadığımız için, biyoçeşitlilik kaybını durduracak acil önlemler alınması şart. Ancak, bu sorunları bir arada ele alarak, hem insanlara fayda sağlayan hem de bu zorlukların üstesinden gelen çözümleri belirleyip uygulayarak, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya için adımlar atabiliriz. Bu noktada da akademiye önemli görevler düşmektedir. Bu konferans, sadece akademik bir buluşma değil, aynı zamanda Avrasya bölgesinde çevresel tehditlere karşı ortak bir duruş sergileme fırsatıdır. Bugün burada sunulacak olan bildiriler, farklı bakış açıları ile bu alandaki yenilikçi yaklaşımları ve bilimsel araştırmaları ortaya koyacaktır. Konferansın, Avrasya biyoçeşitliliği konusunda daha derin bir anlayışa sahip olmamızı sağlamasını ve bu alanda yeni iş birliklerine vesile olmasını diliyorum” dedi.

Üç gün sürecek kongre kapsamında Türkiye, Özbekistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’dan alanlarında uzman akademisyenler, biyoçeşitlilik üzerine sunumlarını gerçekleştirecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version