Besteci Olga Neuwirth, eserlerini senfoni veya konçerto kadar basit bir şekilde adlandırma eğiliminde değil.
Bunun yerine, yıllar geçtikçe 55 yaşındaki Neuwirth, parçaları hayal ürünü kategorilere ayırdı: keman ve topluluk için bir “amfigor”, bir “bale mécanomorphe”, orkestra için “çarpıcı bir ayna”, soprano için bir “dipnot”.
Ve şimdi, “müzikal kaligramlar.” Bu, Thomas Sondergard yönetimindeki New York Filarmoni Orkestrası’nın Cumartesi akşamı David Geffen Salonu’nda çaldığı, postmodernizmin genişleyen, kaotik patlaması olan “Bir Hipogrif İçin Anahtar Kareler”in alt başlığıdır.
“Hippogriff”in dünya prömiyeri, kadın bestecilerin yeni eserlerinden oluşan Project 19 serisi kapsamında Filarmoni Orkestrası ile yapılacaktı. Ancak pandemi araya girdi ve parça, diğer iki komisyon üyesi olan Berlin Filarmoni ve Kraliyet Stockholm Filarmoni Orkestrası tarafından seslendirildikten sonra New York’a geldi.
Orkestralara, standart konser açılışının 10 veya 15 dakikalık uzunluğundan daha büyük ölçekte müzik sipariş etmeleri için baskı yapmaya devam eden bizler için iyi bir haber. Bu konum, çağdaş çalışmalar için adeta bir hapishane haline geldi ve izleyicilere, standart repertuarın bir veya iki saatinde hızla unutulabilecek yeniliğin küçük bir tadını sunuyor.
Otuz dakika süren ve büyük bir orkestra, kontrtenor solisti, çocuk korosu, geniş bir perküsyon bataryası, elektro gitar ve bir çift sentezleyici için bestelenen “Hippogriff” o kadar da kolay gözden kaçırılacak bir şey değil. Görkemli ve göz kamaştırıcı, sessiz, gergin titreşen kaynamalardan delici enstrümantal ve vokal kükremelere kadar yükselmeye devam ediyor.