Son hava çatışmalarının ardından uzmanlar, İsrail’in hava savunma sistemlerinin, eski teknolojiye dayanan İran’ınkinden önemli ölçüde üstün olduğunu ileri sürüyor. Tüm dünyada yapılan itidal çağrılarına rağmen, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun İran’a karşı bir saldırı başlatması halinde, ülkenin hava savunma sistemlerinin İsrail kuvvetleri için büyük bir zorluk teşkil etmesi beklenmiyor. Bu değerlendirme, Cumartesi gecesi İran’dan gelen ve İsrail’in güçlü savunma sistemleri sayesinde minimum hasarla sonuçlanan insansız hava aracı ve füze saldırısının ardından geldi.
İran hafta sonu boyunca bir dizi balistik füze, seyir füzesi ve insansız hava aracı sergileyerek saldırı kabiliyetlerini ortaya koydu. Ancak İsrail’in eski hava savunma şeflerinden Zvika Haimovich, İran’ın “taktik balistik füzeler ve İHA’larda süper güç” olarak kabul edilse de hava savunmasının büyük ölçüde Rus S-200 ve S-300 sistemlerinin yanı sıra yerel muadillerine dayandığını vurguladı. Bavar-373 ve Khordad da dahil olmak üzere bu sistemler, bazıları 1970’lerden kalma eski sistemler olarak görülüyor.
İsrailli pilotlar 2015’ten bu yana Suriye’de konuşlandırılan benzer sistemlerle başa çıkma konusunda önemli bir deneyim kazandılar. “Hava kuvvetlerimiz ve koalisyon hava kuvvetleri bu ortamda uçtu. Bu sistemle nasıl etkili bir şekilde başa çıkacaklarını biliyorlar,” dedi Haimovich. Bu sistemlere duyulan saygıya rağmen, İran’la olası bir çatışmada ana engel olarak görülmüyorlar.
Londra’daki Kraliyet Birleşik Stratejik Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Sidharth Kausha, İsrail kuvvetlerinin önündeki zorluğun İran’ın batısı ve güneyindeki hedefleri vurmakta yattığını ve bunun için nüfuz edici bombalar gerekebileceğini belirtti. İsrail’in hayalet F-35 jetleri İran’ın hava savunmasını aşabilse de genellikle daha küçük mühimmat taşıyorlar. Derine gömülü hedefler için gerekli olabilecek daha büyük mühimmatların muhtemelen uzaktan fırlatılması ya da F-16 gibi uçaklarda harici olarak taşınması gerekecektir ki bu da radar görünürlüğünü arttıracaktır.
İran’a doğrudan saldırı kararı, İsrail’in daha fazla saldırıyı önleme konusundaki güvenine bağlı olabilir. İran’ın cephaneliğinde 3.500’den fazla füze ve insansız hava aracı bulunuyor, bu da gerilimin tırmanma potansiyeline işaret ediyor. İsrail’in yüksek irtifa Arrow sistemleri, orta menzilli David’s Sling ve kısa menzilli Demir Kubbe’den oluşan çok katmanlı hava savunmasının etkili olduğu kanıtlanmıştır ancak bunun önemli bir mali maliyeti vardır. İran’ın son saldırısına karşı koymanın İsrail ve müttefikleri için tahmini maliyetinin, saldırının kendisinin 80 milyon ila 100 milyon dolarlık maliyetine kıyasla yaklaşık 1 milyar dolar olduğuna inanılıyor.
Hava savunma kaynakları üzerindeki baskı, Ukrayna’nın yedek mühimmat temininde yaşadığı zorluklarla örneklendirilebilir. İran ya da vekili Hizbullah’ın sürekli saldırıları uzun vadeli bir etki yaratabilir. Buna karşılık olarak ABD Başkanı Joe Biden Çarşamba günü Kongre’ye İsrail’in hava savunmasını takviye edecek bir yardım paketini onaylaması çağrısında bulundu.
İsrail’in hava savunma görev gücünün başındaki Tuğgeneral Doron Gavish, İsrail’in İran ya da vekilleriyle gelecekte yaşanabilecek çatışmalara karşı aktif bir şekilde stok yenilemesi yaptığını belirtti. Gavish, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerin desteğiyle İsrail’in gerekli malzemeye sahip olduğunu belirtti.
İsrail Hava Kuvvetleri’nden emekli general ve eski askeri istihbarat şefi Amos Yadlin ise İsrail’in önemli saldırı kabiliyetlerine sahip olduğunu ve İran’dan gelebilecek saldırılar karşısında sadece savunma mekanizmalarına güvenmeyeceğini vurguladı.
Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.