Kamala Harris’in değişimi temsil edip edemeyeceği konusundaki mücadele, 2024 yarışının erken tematik savaş alanlarından biri olarak ortaya çıktı ve hem bu hafta Chicago’da düzenlenen Demokrat Parti kongresinde hem de kararsız eyaletlerin radyo dalgalarında yaşandı.
Kongre salonunda “Geri dönmeyeceğiz” sloganları yankılanırken ve kampanyasının “Yeni Bir Yol İleri” sloganı dışarıya asılırken, başkan yardımcısı, şu anda Beyaz Saray’ı elinde bulunduran Demokrat Parti’yi ülkeye yeni bir başlangıç getiren parti olarak konumlandırmak için cesur bir girişimde bulunuyor.
Değişimin boyutu konusundaki mücadele, anketlerin Amerikalıların önemli bir çoğunluğunun ülkenin gidişatından memnun olmadığını gösterdiği bir zamanda özellikle önem kazanıyor.
Eski Başkan Donald J. Trump, Başkan Biden’la karşı karşıyayken statükoyu altüst edecek aday olarak belirgin bir üstünlük kurmuştu. O isyancıydı; Bay Biden ise görevdeki kişiydi. Ancak şimdi, ilk kadın başkan olarak tarihe geçecek olan 59 yaşındaki Bayan Harris, daha önce en yaşlı başkan rekorunu kırmaya çalışan iki erkeğin karşı karşıya geldiği bir yarışmanın dinamiklerini değiştirdi.
Değişim arzusu, modern Amerikan siyasetinin bir sabiti olmuştur. Barack Obama, “inanabileceğiniz bir değişim” vadetmişti. Bill Clinton, ulusa “değişim yerine aynı şeyin daha fazlasını” satmıştı. Ve Bay Trump, sekiz yıllık Demokrat yönetimini kırma ve 2016’da “Amerika’yı Tekrar Harika Yapma” sözü vermişti.
Bay Trump’ın neredeyse on yıldır, buldozer yaklaşımı, ülkenin bir uçuruma baktığı ve ülkeyi yalnızca acil bir altüst oluşun kurtarabileceği fikrine dayanıyordu. Bayan Harris için soru, Demokratların 2024’te iktidarda kalmasını, o karanlık ve bölücü dönemden bir kopuş olarak çerçeveleyip çerçeveleyemeyeceğidir.
