2000’li yılların başında, ikinci intifada olarak bilinen ayaklanma, bir dizi intihar bombası yoluyla İsraillilere korku aşılarken, o zamanlar ABD Eğitim Bakanlığı’nda görevli olan Kenneth Marcus, Filistin yanlısı protestoların üniversite kampüslerini sarsmasını tedirginlikle izledi.
Bay Marcus bir röportajında ”Uluslararası alanda İsrail karşıtı düşmanlığın muhtemelen yeni bir antisemitizm biçimi gibi görünen bir şeye dönüştüğünü görüyorduk” diye anımsıyor ve ABD üniversitelerinin bu yeniden dirilişin ön saflarında yer aldığını ekliyor.
O günden bu yana, Bay Marcus, kampüs antisemitizminin tehlikeli bir yükselişi olarak gördüğü ve genellikle Filistin yanlısı aktivizmle iç içe olan durumu belki de herkesten daha fazla bastırmaya çalıştı.
Bunu Bush ve Trump yönetimlerinde hükümet içinden biri olarak yaptı; 1964 Sivil Haklar Yasası kapsamında Yahudi öğrencilere yönelik korumaların açıklığa kavuşturulmasına yardımcı oldu ve nelerin antisemitik olarak kabul edilebileceğinin tanımını genişletti.
Ayrıca medyanın dikkatini çekeceğini ve üniversite yöneticileri, öğrenciler ve öğretim üyeleri üzerinde baskı oluşturacağını bildiği Yahudilere yönelik federal taciz iddialarını dosyalayan ve destekleyen bir dış ajitatör olarak da görev yaptı.
Üniversiteler, Filistin yanlısı konuşmalara ve antisemitizme dönüşen protestolara hoşgörü gösterdikleri yönündeki suçlamalardan sarsılırken, hayatı boyunca yaptığı çalışmaların etkisi hiçbir zaman son birkaç ayda olduğundan daha fazla hissedilmedi.