Merve ÖZDEMİR ÇEVİK/Muhammed Taha ÇELİKBAŞ/HERKES DUYSUN (BURSA İGFA)
Uzun zamandır kiracıları zorlayan kira fiyatlarındaki fahiş artışlar konuyu mahkemelere taşıdı. Birçok ev sahibi ve kiracı davalık olurken ev kiralarında yüzde 25 zam sınırına da uyulmadığı görüldü. Geçtiğimiz gün kabine toplantısı sonrası konu hakkında açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ev kiralarında yüzde 25 zam sınırının devam edeceğini söyledi. Öte yandan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise kira uyuşmazlıklarında arabuluculuğun 1 Eylül’de başlayacağını açıkladı.
“BÖYLE BİR YASAL DÜZENLEME TOPLUM VİCDANINDA ÇOK YER BULMADI”
Kira Hukuku ve Kat Mülkiyeti Uzmanı Avukat Olcay Göçüm de fahiş kira artışı ile mücadele için yüzde 25 zam sınırının yeterli bir çözüm olmadığını söylerken 2 yeni düzenleme çağrısında bulundu. Avukat Göçüm, “Kira bedelindeki artışın çok fahiş miktarları bulduğu bir gerçek. Burada asıl sorun arz ve talep arasındaki dengesizlik. Yani talep çok fazla, arz ise azdır. Bu tabii ki kira bedelinin çok fahiş miktarda yükselmesinin en büyük nedenidir. Ülkemizde depremin yaşanması, dünya genelindeki pandemi sürecine bağlı olarak kira bedellerinin de yükseldiği bir gerçektir. Ülkemiz açısından şunu söylemek lazım: ‘Yüzde 25 kira sınırlaması bir çözüm oldu mu?’ Ya da ‘Kira bedelinin artmasına engel oldu mu?’ denilir ise buna ‘hayır’ demek lazım gerçekçi olmak gerekirse. Burada bana göre yüzde 25 ile ilgili getirilen yasanın meskenler ile sınırlı tutulması eksikliktir. Böyle bir yasal düzenleme toplum vicdanında çok yer bulmadı. Vatandaş muhatap bulamayınca tahliye davaları açtı. Özellikle metropol şehirlerde Bursa’da dahil olmak üzere tahliye davaları ve kira tespit davalarında bir patlama görüldü.” diye ifade etti.
FAHİŞ KİRA ARTIŞLARINA 2 YENİ DÜZENLEME ÇAĞRISI
Fahiş kira artışlarının önüne geçilebilmesi adına 2 yeni düzenleme getirilmesi konusunda çağrıda bulunan Kira Hukuku ve Kat Mülkiyeti Uzmanı Avukat Olcay Göçüm, “Yasal düzenleme olarak meskenlere getirilen yüzde 25’lik sınırlamanın kesinlikle işyerlerine ilişkin olarak da getirilmesi lazım. Bu durumda mülk sahibi de şunu söylesin: ‘Evet mesken sahibi olarak bana sınırlama getirildi ama işyeri sahibine de getirildi.’ desin. Artışın önlenebilmesi için ikinci bir konu ise özellikle kira akdi kurulurken alınan tahliye taahhütlerinin geçerli olabilmesi için şart getirilmesi lazım ya da resmi bir kurumun onayından geçmesi lazım.” dedi.
‘İSPANYA MODELİ’ ÜLKEMİZDE UYGULANABİLİR Mİ?
Diğer yandan tartışılan formüller arasında boş eve yüksek vergi düzenlemesi konusu olurken; ‘İspanya Modeli’ olarak da bilinen düzenleme için kulis bilgilerine göre düğmeye basıldığı, AK Parti meclis grubunun ‘İspanya Modeli’ne sıcak baktığı belirtildi. Kira Hukuku ve Kat Mülkiyeti Uzmanı Avukat Olcay Göçüm bu konuda ise modelin ülkemizde çok fazla oto kontrolünün sağlanamayacağı görüşünde olduğunu beyan etti. Avukat Göçüm, “Bunu küçük ölçekli ülkelerde uygulamak kolay olabilir ama bizim gibi büyük ölçekli ülkelerde oto kontrol açısından söylüyorum çok da kontrol etmek mümkün olmaz. Kiraya verilmemesi, boş tutulması durumunda bunlarla ilgili idari yaptırımlar yapılabilir ama bunun kontrolünün sağlanabileceğini işin açıkçası özellikle bizim gibi büyük ölçekli ülkelerde çok uygulanabileceğini düşünmüyorum.” dedi.
“ARABULUCULUK İLE VİCDANLAR ORTAK NOKTADA BULUŞACAK”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek yasalaşan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk, dava şartı haline getirildi. Bu uyuşmazlıklarda 1 Eylül’den itibaren taraflar dava açmadan önce arabulucuya başvuracak. Arabuluculuğun bu konuda ne kadar etkili olabileceğini değerlendiren Kira Hukuku ve Kat Mülkiyeti Uzmanı Avukat Olcay Göçüm, “Bana göre arabuluculuk ile ilgili getirilen düzenleme doğru bir düzenlemedir. Arabuluculuk aslında Türk toplumunun örfüne adetine yapısına uygun. Burada arabulucunun gelmesiyle birlikte hem ilk derece mahkemelerinin hem bölge mahkemelerinin yükü hafifleyecek ama burada asıl önemli olan kiracı ve kiralayan bir masa etrafında buluşmuş olacak. Böylece vicdanların ortak noktada buluştuğu bir durum olacak.” dedi.