Meclise sunulan torba yasa ile kur korumalı mevduatta TL dönüşümlü hesapların kur farkı maliyeti Hazine’den Merkez Bankasına devrediliyor. Tartışma yaratan düzenleme bir yandan ekonomistlerde 1990’lı yıllara dönüş endişesi yaratırken, bir yandan da enflasyonu artırıcı yönde etki yaratacağına dikkat çekildi. Yılın ilk 5 ayında 263.6 milyar lira açık veren bütçenin hem ücret artışları, hem depremin yarattığı negatif etki, hem de seçim nedeniyle yapılan harcamalar nedeniyle daha da artması beklenirken, uzmanlar Hazine’nin artan borçlanma ihtiyacına bir de KKM nedeniyle ek gelmemesinin amaçlandığını dile getirdi. Ekonomistler, bu adımla bir nevi Merkez Bankası’nın da bütçeyi finanse edeceğini ve emisyon yaratımıyla enflasyonu negatif etkileyeceğine işaret etti.
KKM büyüklüğü 106 milyar dolar
Uzmanların hesaplarına göre 27 Haziran itibarıyla kur korumalı mevduat hesapları büyüklüğü 2 trilyon 739 milyar 394 milyon liraya yükselirken 106 milyar 65 milyon dolar oldu. Piyasada KKM hacminin yaklaşık yüzde 20’sinin TL dönüşümlü, yüzde 80’inin ise döviz dönüşümlü olduğu hesabı yapılıyor. KKM’den kaynaklanan kur farkı maliyetinin çoğunluğu Merkez Bankası tarafından karşılanırken şimdi yüzde 100’ü Merkez Bankası tarafından karşılanacak. Ancak Hazine her ay bütçe uygulama sonuçlarında KKM nedeniyle yapılan kur farkı ödemelerini açıklıyordu. Merkez Bankası ise yıllık bilançosu içinde gider bölümünde piyasa uzmanlarınca ancak hesaplanabilen şekilde KKM için ödemelerini gösteriyor. Devrin ardından KKM hesapları için ödenen kur farkı maliyeti artık aylık olarak piyasa ve kamuoyu tarafından görülemeyecek. Ekonomistler bunun da şeffaflık için olumlu bir adım olmadığını vurguladı.
3-6 ay içinde 300 milyar TL maliyet üstlenebilir
Mayıs başından bu yana TL’deki yüzde 30’luk değer kaybı nedeniyle Hazine’ye kabaca 100 milyar liralık maliyet yaratılacağı hesaplanıyor. Piyasa uzmanlarının yaptığı diğer bir hesaba göre ise KKM’den önümüzdeki 3-6 ay içinde 300 milyar TL civarında Hazine’nin üstlenmesi gereken bir maliyet oluşması muhtemel. Bu maliyet de torba yasa ile Merkez Bankası’na aktarıldığı için bütçe açığının da bir o kadar azalmasının beklendiğini dile getiren uzmanlar bütçe açığının dolaylı yoldan Merkez Bankası üzerinden finanse edildiğine de işaret etti.
Uzmanlar artan bütçe açığı ve yeni dönemde zamlar, deprem etkisinin devamı, döviz kurlarının serbest bırakılmasıyla gelen ek maliyetlerin Hazine borçlanmasını artırdığını, bir de KKM ile gelen maliyetin de borçlanmayı daha da arttırmasının önüne geçilmesinin istenmiş olabileceğini vurguladı. KKM kur farkı maliyetinin Merkez Bankası’nın karıyla dengelenmesinin hatta biraz da gerekiyorsa para da basılmasının önünü açan bir anlayış olduğunu vurgulayan uzmanlar bunun enflasyonu artıracağını ve piyasada enflasyon tahminlerinin artacağına işaret etti. Piyasanın yıl sonu enflasyon tahminleri yüzde 45-50 arasında değişiyor.
Ekonomistler nasıl yorumluyor?
“Verdiği mesaj çok kötü”
Ekonomist Fatih Özatay, bu devrin verdiği mesajın çok daha önemli olduğuna dikkat çekti.
“Bütçeyi rahatlatmayı amaçlıyor”
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, ekonomi yönetiminin KKM ödemelerinin tamamının Merkez Bankası’na devriyle bütçeyi rahatlatmayı amaçladığını dile getirerek şöyle konuştu:
“Enflasyonu ve kuru kontrol zorlaşacak”
Kara, KKM maliyetinin tamamen merkez bankasının üzerinde olmasının iki sakıncası bulunduğuna işaret ederek şunları söyledi:
“Umarım 2001 öncesinde dönülmez”
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat ise bütçenin çok açılmış durumda olduğunu son gelen vergi artışlarının gelmesinin de zaten tahmin edildiğini dile getirdi. Murat şunları söyledi:
“Para basılarak karşılanması ciddi sapma yaratır”
TEPAV Direktörü Dr. Burcu Aydın Özüdoğru ise KKM yükünün Hazine’den Merkez Bankası’na devredilmesine ilişkin amaç kur farkı yükünün önümüzdeki seneye kaydırılması olabileceğini belirterek şöyle konuştu:
KKM’de 1,5 günlük artış 19,8 milyar lira
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) haftalık verilerine göre uzun bayram tatilinin olduğu 1,5 iş gününde kur korumalı mevduat hesapları 19 milyar 785 milyon lira artarak 2 trilyon 739 milyar 394 milyon liraya yükseldi. Böylece KKM büyüklüğü yeni tarihi zirvesine çıkmış oldu. KKM büyüklüğü kurlardaki artış nedeniyle dolar cinsinden ise geriledi. BDDK verilerine göre 27 Haziran haftasında KKM hacmi 106 milyar 65 milyon dolar oldu. BDDK verilerine göre bankacılık sisteminde toplam mevduatlar da 11 trilyon 638,3 milyar dolara yükseldi. Ticari ve diğer krediler 27 Haziran haftasında 7 trilyon 817,6 milyar lira olurken 23 Haziran haftasında 7 trilyon 753,5 milyar lira seviyesinde bulunuyordu. Sektörde tüketici kredileri de 27 Haziran haftasında 1 trilyon 383,6 milyar liraya yükseldi, bireysel kredi kartları 785.3 milyar lira oldu. 23 Haziran haftasında 764,3 milyar lira seviyesindeydi. Bankacılık sektöründe takipteki alacaklar da 23 Haziran’daki 167,8 milyar lira seviyesinden 27 Haziran haftasında 168,2 milyar liraya çıktı.
Bu makale ilk olarak Ekonomim üzerinde yayımlanmıştır