Life is Strange 2 – İnceleme

 

2018’de karşımıza çıkan Life is Strange 2 serinin ikinci oyunu olarak nitelendiriliyor fakat bu oyunun öyküsü birinci oyundan büsbütün farklı. Birinci oyunda bildiğiniz üzere Max isimli bir kız karakteri denetim ediyor ve onun vakti geriye alma yeteneği ile bir arada neler yaptığına tanıklık ediyorduk ama ikinci oyunla bir arada bu sefer iki kardeş olarak büyük bir maceraya atılıyor ve burada yaptığımız seçimlerle bir arada gidişata istikamet veriyoruz.

Life is Strange 2 içerisinde Sean ve Daniel ikilisinin başından geçen olaylar bahis alınıyor ve bu ikili daima olarak kendisini seyahat halinde buluyor. Oyun içerisinde daima olarak farklı yerlere yanlışsız ilerleyebiliyor ve buraları keşfe çıkabiliyoruz. Kendi hayatımızı geçindirmek için atıldığımız bu macerada bir evsiz olarak yer alıyor ve bu evsizlik hissiyatını sahiden de oyun içerisinde hissedebiliyoruz. Elbette kendimizi koruyup kollamak için kalacak bir yer yiyecek ve yiyecek almak için para ve daha fazlasını bulmamız gerekiyor. Oyunun temel odak noktası aslında bunun üzerine şurası durumda. Hasılı bir insan nasıl hayatta kalır temasını bu oyunda öğreniyoruz.

 

 

İlk oyunu oynadıktan sonra elbette ikinci oyuna bir göz atıp ve değişikliklere bakmak isteyeceksiniz. Birinci oyundaki o yüz sözleri ve animasyonlardaki donukluk ikinci oyunla birlikte daha da aza indirilmiş ve artık daha fazla duyguyu ve mimikleri hissedebilir duruma gelmiş. Münasebetiyle ikinci oyundaki animasyonlar ve etraf ayrıntıları hayli hoş bir halde karşımıza çıkıyor, yer yer de çok hoş görüntülerle birlikte karşılaşıyoruz diyebilirim. Birinci oyuna nazaran grafiksel manada iyileştirmeler ve yükseltmeler mevcut. Hasebiyle birinci oyunu oynadıktan sonra ikinci oyuna geçiş yaparak bu değişimin ne kadar fazla olduğunu siz de görebileceksiniz.

 

 

Oyun içerisinde bizlere kıssa ve seçim odaklı bir yapı aktarılıyor bunun haricinde ise yer yer de karakterimizin denetimini elimize alıyoruz. Birinci oyunda nasıl bir yapı varsa bu oyunda da tıpkı yapı mevcut. Mekanikler konusunda da rastgele bir değişiklik kelam konusu değil lakin karakterin farklı yeteneği sebebiyle elbette yapılabilecek farklı şeyler de karşımıza bu esnada çıkabiliyor. Oyun içerisinde tekrar birinci oyunda olduğu üzere daima olarak sinematikler görüyor ve bu sinematikleri bazen uzun uzun izlemek durumunda kalıyoruz. Ek olarak yeni karakterlerle bir arada tanışabiliyor, bu karakterlerle farklı yollara gerçek ilerleyebiliyor ve yaptığımız seçimlerle birlikte gidişatı değiştirebiliyoruz.

Trajik bir olayın akabinde temizken büsbütün hatalı durumuna düştüğümüz bu imal içerisinde kendi suçluluğumuzu ne yazık ki kapatamıyor, bu kapsamda daima olarak kendimizi kaçış esnasında görüyoruz. Münasebetiyle oyun içerisinde daima olarak farklı bölgelere hakikat ilerleyebiliyor ve peşimizde olan polisleri atlatmanın yolunu aramaya koyuluyoruz. Oyunda elbette hiçbir cürüm işlenmememize karşın hata büsbütün bizim üzerimize yıkılıyor ve aranan üst seviye bireylerden biri oluyoruz. Ayrıyeten kardeşimizin de farklı yetenekleri sebebiyle bu hata durumu daha da artış gösteriyor ve gittiğimiz yerleri kaosa sürükleyebiliyoruz. Hasebiyle oyunda aslında her gittiğimiz bölgede farklı bir olayla karşılaşıyor ve bu farklı olayların sebebi de büsbütün biz oluyoruz.

 

 

Life is Strange 2 içerisinde temel gayemiz Meksika’ya ulaşmak ve babamızın yadigarı olduğu ve yaşadığı o bölgeye adım atmak. Elbette bu emel uğruna oyun içerisinde büsbütün vaktimizi geçiriyor ve yaptığımız seçimlerle birlikte de gidişata dokunabiliyoruz. Oyunda karakterimizin denetimini elimize aldığımız vakitlerde tekrar birinci oyunda olduğu üzere etrafı keşfedebiliyor, objelerle etkileşime geçebiliyor, karakterimizin bu objelerle etkileşime geçtiğindeki hislerini hissedebiliyor ve envanterimizi denetim edebiliyoruz. Oyun içerisinde etrafta toplayabileceğimiz çeşitli koleksiyon eşyaları da bulunuyor ve bu koleksiyon eşyalarını topladıktan sonra da bunları çantamıza yapıştırabiliyoruz. Bu da oyun içerisinde yer alan hoş eklemelerden bir tanesi.

Diğer taraftan ise tekrar karakterimizin çizim yeteneği bulunuyor. Bu çizim yeteneği ile birlikte çeşitli görünümlerin deftere aktarıldığını görüyoruz. Kara kalem halinde yaptığımız çizimlerle bir arada kendi çizim defterimizi daha da genişletebiliyor ve bu çizimlere kendi defterimizde istediğimiz vakit bakabiliyoruz. Oyunda tekrar kendi sırt çantamızın bulunduğu envanter sistemimiz çizimlerimizin bulunduğu defter, haritamız ve daha fazlası yer alıyor.

 

 

İlk oyunun incelemesinde de bahsettiğim üzere bu oyunda birinci oyuna göre çok fazla ilgimi çeken noktalar oldu. Bilhassa öykü konusunda sanki ne olacak hissiyatını bana uyandırdı diyebilirim lakin birinci oyunda ne yazık ki bu his bana geçmedi ve daima olarak kendimi boş konuşmalarla ve diyaloglarla bir arada buldum. Bu oyunda da karakterlerin çocuk olması karşıma daima olarak boş diyalogların çıkacağını hissettirdi fakat bu bu türlü olmadı ve bu da beni oyun içerisine dahil eden özelliklerden biri oldu.

 

 

İlgi cazibeli bir öykünün ve kurgunun yer aldığı oyun içerisinde elbette küçük kardeşimizin elinde bulundurduğu bu güçle ilerlemeye koyuluyor ve yaptığımız seçimler bu esnada çok değer arz ediyor. Zira bu gücü istersek düzgüne istersek de büsbütün kendi çıkarlarımıza ve berbata kullanabiliyoruz. Şayet berbata kullanırsak insanların bize karşı halleri değişebiliyor ve bu da ilerideki hata durumumuza tesir ediyor. Münasebetiyle hata defterimizi kabartmamak ismine bu güçleri kullanmaktan kaçınmaya çalışabilir ya da isterseniz büsbütün büyük bir hatalı olarak bu oyunda yer alabilirsiniz. Bu büsbütün sizin seçimlerinizle bir arada oyunun sonlarına gerçek değişebiliyor. Hasebiyle oyunda karşınıza  çıkacak olayları uygunca kıymetlendirmeli ve ona nazaran hareket etmelisiniz.

 

 

Kısaca oyundan bahsettikten sonra artık tavsiye kısmına geçebiliriz. Zira oyun içerisinde çok fazla konuşulacak bir mekanik yahut içerik bulunmuyor. Oyun bizlere kısaca üstte bahsettiğim üzere öykü ve sinematik temelli bunun yanı sıra seçim odaklı bir yapıyı aktarıyor. Ayrıyeten daima olarak kendimizi bilgisayar başında otururken ve orta sahne izlerken buluyoruz.
Elbette bu üslup oyunlarda kıssa epey ehemmiyet arz ediyor. Zira bu cins imaller esasen öyküsüyle ön plana çıkıyor. Life is Strange 2 içerisinde ilgi cazibeli bir kıssa yer alıyor. Şayet kıssa konusunda oyuncuların hoşnut olmadığı durumlar olursa bu üslup oyunlardan  kısa müddette soğumaya başlanıyor ve artık oyundan çıkma durumuna gelebiliyor yahut oyunu bitirmek isteyen oyuncular içinde zulüm haline gelebiliyor. Lakin bu oyunda ilgi cazip bir kıssa ve içerik bizleri bekliyor diyebilirim. Münasebetiyle birinci oyunu oynadıysanız ve daha farklı bir maceraya atılmak ve yeni bir öyküyü deneyimlemek istiyorsanız bu oyuna da bir göz atabilirsiniz diyebilirim. İkinci oyunun da birinci kısmı fiyatsız bir biçimde karşımıza çıkıyor. Böylelikle Steam üzerinden bu birinci kısmı fiyatsız bir biçimde indirebilir ve büsbütün oynayabilirsiniz. Oynadıktan sonra da başka kısımları satın alıp almayacağınıza karar verebilirsiniz. Birinci kısmın fiyatsız olması hakikaten de hoş bir dokunuş olmuş diyebilirim.