
Investing.com – Bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ), “Değişen Küresel Gerçekler ve Gelecek 5.0” temasıyla önemli isimleri bir araya getirdi. Ziyaretçilerin büyük ilgi gösterdiği zirvenin açılışında, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek küresel ekonomideki yapısal zorluklara dikkat çekti.
Şimşek yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin ticarette artan korumacılık, yüksek borçluluk, demografik zorluklar, yıkıcı teknolojik gelişmeler, iklim krizi ve jeopolitik gerilimler gibi çok sayıda yapısal sorunla karşı karşıya olduğunu ifade etti. Bu sorunların merkezinde, ABD ile Çin arasında derinleşen jeostratejik rekabetin bulunduğunu belirtti. Çin’in son 20 yılda küresel imalat katma değerindeki payını yüzde 30’un üzerine çıkardığını hatırlatan Şimşek, bu tabloda Türkiye’nin benzer ülkelere kıyasla daha dayanıklı bir yapıya sahip olduğunu söyledi.
Türkiye’nin görece düşük ihracat bağımlılığı ve güçlü ticaret ortağı yapısı sayesinde, küresel ticaret daralmasından sınırlı etkilendiğini belirten Şimşek, Türkiye’deki mal ihracatının milli gelir içindeki payının yaklaşık yüzde 20 olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin en büyük ticaret ortağının Avrupa Birliği olduğunu ifade eden Bakan, ihracatın yüzde 62’sinin serbest ticaret anlaşması bulunan ülkelere yapıldığını aktardı. Öte yandan, Çin’in yüksek tarifelere karşı vereceği tepkilerin ve arz fazlasının Türkiye pazarına yönelme riskine de vurgu yaptı.
“Enflasyondaki düşüş sürecek, cari fazla kalıcı hale gelecek”
Bakan Şimşek, Haziran 2023’ten bu yana uygulanan makroekonomik istikrar ve reform programının, Türkiye’nin mevcut avantajlarını kalıcı kazanımlara dönüştürmeyi hedeflediğini söyledi. Programın temel hedefleri arasında enflasyonu tek haneye indirmek, mali disiplini güçlendirerek reform alanı yaratmak, cari açığı azaltmak ve potansiyel büyümeyi artırmak bulunuyor. Enflasyonda son 10 ayda düşüş eğiliminin başladığını belirten Şimşek, bu trendin devam edeceğini kaydetti.
Para politikasında sıkılaştırma ve mali disiplinde kararlılıkla yola devam ettiklerini ifade eden Bakan, programın ana hedeflerinin gerçekleşmeye başladığını vurguladı. 2023 yılında altın hariç cari fazla verildiğini açıklayan Şimşek, bu durumun Türkiye’nin artık cari açığa ihtiyaç duymadan büyüme eşiğine ulaştığını gösterdiğini söyledi. Ekonomide dengelenmenin sağlandığını ve yaklaşık 1 milyon kişiye istihdam yaratıldığını belirtti. Piyasalardaki kısa süreli dalgalanmaların geçici olduğunu, programın dış kırılganlıkları azaltarak uzun vadeli istikrarı hedeflediğini sözlerine ekledi.
Türkiye’nin içinden geçtiği yapısal dönüşüm sürecinden sadece riskleri yöneterek değil, fırsatları da değerlendirerek çıkması gerektiğini ifade eden Şimşek, bu nedenle mevcut programın tüm unsurlarıyla sürdürüleceğini belirtti. Türkiye’nin, küresel kriz ortamında yapacağı yapısal reformlarla bu dönemi kalıcı kazanımlara çevirebileceğini vurguladı.
“Küresel borç krizi Türkiye için yeni fırsatlar doğurabilir”
UEZ 2025’in açılış konuşmasını yapan Capital, Ekonomist ve Start Up dergileri Yayın Direktörü Sedef Seçkin Büyük, dünya genelindeki borç kriziyle ilgili çarpıcı veriler sundu. Büyük, 2024 itibarıyla küresel borç büyüklüğünün 318 trilyon dolara ulaştığını, bunun yalnızca gelişmekte olan ülkeleri değil; borçluluk oranı yüksek gelişmiş ülkeleri de tehdit eder hale geldiğini söyledi. Bu gelişmenin ekonomik ve finansal istikrarı tehdit ettiğini belirtti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı yeni tarifelerin, küresel ticaret sisteminde köklü değişimlerin habercisi olduğunu ifade eden Seçkin, bu durumun Türkiye gibi ülkeler için yeni fırsat kapıları doğurabileceğini söyledi. Çin’in dünya ekonomisindeki ağırlığına, Japonya’nın ekonomik sıçramasına değinen Seçkin, ABD’nin müzakere masalarında güçlü alternatiflerle karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Değişen dengelerin Türkiye’nin önüne yeni gelişim fırsatları çıkarabileceğini vurguladı.