Haziran ayındaki başkanlık seçimlerinin ardından Meksika ekonomisinin istikrarlı bir büyüme çizgisi izlemesi beklenirken, beklentiler ABD’nin ekonomik performansına yakından bağlı. Yine de, mali ortamın yeni yönetim için daha fazla zorluk çıkaracağı tahmin ediliyor.
Mevcut Başkan Andres Manuel Lopez Obrador’un seçim öncesinde hükümet harcamalarını artırması, merkez bankasındaki bazı politika yapıcılar arasında enflasyon üzerindeki potansiyel etkilere ilişkin endişelere yol açtı.
Seçimin önde gelen ismi, iktidar partisinden Claudia Sheinbaum, asgari ücreti artırma ve devlete ait enerji şirketlerini destekleme sözü verirken, özel planları açıklanmamış olsa da mali disiplin taahhüdünde bulundu.
Analistler, 8-18 Nisan tarihleri arasında yapılan bir anketin medyan tahminlerine dayanarak Meksika’nın gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) 2024 yılında %2,2 ve 2025 yılında %1,9 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor. Bu rakamlar, Ocak ayında yapılan bir ankette gelecek yıl için öngörülen %2,1’lik büyüme tahmininden hafif bir aşağı yönlü revizyonu yansıtıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin güçlü makroekonomik sonuçlarının, geçen yıl 63.3 milyar dolara ulaşan ihracat ve işçi dövizleri akışındaki artış yoluyla Meksika’ya fayda sağlaması bekleniyor. Goldman Sachs’ın Latin Amerika ekonomik araştırmaları başkanına göre, tahminler hem iç hem de dış belirsizlikler ve yerel para piyasasında son zamanlarda yaşanan dalgalanmalar nedeniyle dengeli risklerle karşı karşıya.
Yeni hükümet için beklenen daha az elverişli mali koşulları ele almak için vergi reformu veya harcama incelemelerine duyulan ihtiyacın altı çiziliyor. Bu zorluklara rağmen, Sheinbaum’un önemli bir danışmanı, seçilmesi halinde görev süresinin ilk yıllarında mali reform yapılmayacağını, bunun yerine çalışma koşullarının iyileştirilmesine ve yenilenebilir enerjilerin benimsenmesine odaklanılacağını belirtti.
Uluslararası Para Fonu (IMF), Meksika’nın mali açığının 2024 yılı sonunda GSYH’nin %5,9’una ulaşacağını öngörmektedir ki bu oran IMF’nin kamu maliyesini takip etmeye başladığı 2015 yılından bu yana görülen en yüksek orandır. Sheinbaum’un korumayı planladığı mevcut ekonomi ekibinin hedeflerine IMF’nin öngördüğü şekilde ulaşıldığı varsayılırsa, bu açığın 2025 yılında neredeyse yarı yarıya azalarak %3,0’a düşmesi bekleniyor. Bu, yükselen piyasa ve orta gelirli ekonomiler arasında en önemli düzenlemeyi temsil edecektir.
Lopez Obrador yönetiminin odak noktası olan devlet petrol şirketi Pemex’in artan zararlarını ve borçlarını ele alıp almayacağı ve özellikle Sheinbaum’un platformunun yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi içerdiği göz önünde bulundurulduğunda, gelecekteki çabalar görülecektir.
Mali belirsizlikler, süregelen yüksek enflasyon ve ABD Merkez Bankası’nın gevşeme konusundaki temkinli tutumu nedeniyle Meksika Merkez Bankası Banxico’nun bazı üyeleri politikada ihtiyatlı bir yaklaşımı savunuyor.
Mart ayında yapılan mütevazı bir indirimin ardından Meksika’nın gösterge faiz oranı %11,0 seviyesinde bulunuyor. Ankete katılan analistler, bu yıl her çeyrekte 50 baz puanlık bir dizi indirim yapılacağını, 2024’te %9,50’de sona ereceğini ve 2025’te %7,50’ye düşeceğini tahmin ediyor.
Banxico’nun politika faizi kararları ABD Merkez Bankası Fed’in faiz hareketlerinden oldukça etkilenmektedir. Fed’in sınırlı faiz indirimleri Banxico’nun faizleri düşürme kabiliyetini kısıtlarken, Bank of America analistleri Meksika merkez bankasının yıl boyunca faiz indirimlerine devam etmesini bekliyor.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.