
Takıntılarım kitabında yaratıcı bir kişi en değerli koleksiyonunu açıklıyor.
Walton Ford her sabah West Village’daki müstakil evinde uyanır ve şöminenin üzerinde bir hayvanat bahçesi görür. Egzotik hayvanların detaylı, büyük ölçekli suluboyalarını yapan 64 yaşındaki sanatçı, on yıldan fazla bir süredir eski kompozit hayvan figürlerinden oluşan bir koleksiyon oluşturdu. (“Kompozit” terimi, plastik üreticilerin tercih ettiği ortam haline gelmeden önce oyuncaklar oluşturmak için kullanılan linolyum benzeri karışımı tanımlar.) Almanya’da yalnızca iki ana şirket, 1900’lerin başından II. Dünya Savaşı’na kadar bu artık nadir bulunan ürünü (genellikle 2 inçten yüksek ve 2 inçten uzun olmayan) üretti. Ford, “Hayvan anatomisini inceleyen bir sanatçıysanız, bu şeyler sizi büyüler,” diyor. “Sanki odada hayvanat bahçesindeki küçük hayvanlar var gibi.” Yaratıkların pozlarının çoğu Ford’un sanatının hayranlarına tanıdık gelecektir; Ford sık sık onların fotoğraflarından çalışır. Eskizleri, suluboyaları ve etütleri 20 Ekim’e kadar New York’taki Morgan Kütüphanesi ve Müzesi’nde sergilenecek olan sanatçı, her gün minik hayvanlarla karşılaşmanın kendisine “amacımın ne olduğunu” hatırlattığını söylüyor.
Koleksiyon:“İkinci Dünya Savaşı öncesi Almanya’dan hayvan figürleri, çoğunlukla 1930’lardan. Kompozit malzemelerden yapılmışlar — metal, talaş, keten tohumu yağı, tutkal ve bağlayıcılar.”
Koleksiyondaki parça sayısı:“Yaklaşık 50.”
İlk satın alma:“O zamanki eşim bana 80’lerde Newport, RI’daki bir antika dükkanından küçük bir zebra almıştı. Büyüdüğüm plastik hayvanlardan çok daha üstün görünüyordu.”
Son satın alma:“Birkaç yıl önce bir tane satın aldım: Sırtında bir bebek babun olan bir anne babun. Bir Alman antika satıcısı bunları çevrimiçi satıyordu. Ürkütücü bir şekilde, web sitelerinin büyük bir kısmı Naziler ve Almanların savaştığı figürlere ayrılmıştı. Ben sadece hayvanat bahçesindeki hayvanlarla ilgileniyordum.”
En pahalısı:“Muhtemelen fillerden biri. Ama pahalı bir rakam hala 100 doların altında.”
En değerli:“Berlin’deki doğa tarihi müzesinde, Berlin Hayvanat Bahçesi’nde yaşamış olan Bobby adında çok ünlü bir gorilin taksidermi edilmiş kalıntıları var. [1935’te] öldükten sonra, bu gururlu pozisyona getirildi. Bu şirketlerden biri onun bu küçük portresini yaptı. Bu sadece bir gorilin figürü değil — sevilen bir bireyin yontulmuş portresi.”