Başkan Donald J. Trump, 2016 seçim kampanyasında Rusya ile işbirliği yapılıp yapılmadığına ilişkin soruşturmanın ayrıntılarını ifşa eden hükümet içindeki kişileri avlarken, Adalet Bakanlığı gizli bir taktiğe başvurdu.
Bakanlık yetkilileri, 2017’den başlayarak, gizli bilgileri kimin ortaya çıkarabileceğini görmek amacıyla, anonim ihbarcılarla düzenli olarak muhatap olan milletvekilleri ve yardımcıları da dahil olmak üzere Kongre ile bağlantılı yaklaşık bir düzine kişinin telefon ve e-posta kayıtlarını gizlice topladı.
Her iki siyasi partiden bazı yardımcılar, hükümetin yıllarca celplerin varlığını gizlilik kararlarıyla gizlemesi nedeniyle, iletişimlerinin toplandığını ancak yakın zamanda öğrendiler.
Şimdi, muhbir savunucusu gruplar, mahkeme dosyaları ve kamu kayıtları talepleri yoluyla Adalet Bakanlığı’ndan daha fazla bilgi sızdırmaya çalışıyorlar; böylece kurumun kongre iletişim kayıtlarını gizlice toplama uygulamasına son vermesini sağlamayı umuyorlar.
Eleştirmenler, tehlikede olanın sadece yardımcıların mahremiyeti olmadığını, aynı zamanda Kongre’nin gözetim rolünü yerine getirme yeteneği olduğunu söylüyor. Bu rol büyük ölçüde, usulsüzlükleri veya iç başarısızlıkları bildiren hükümet muhbirleriyle gizli bir iletişim kanalına bağlıdır.
“Karşıt denetim yürütebilecek bir ofisle iletişim kuran herkes için genel celpler – bu kurumsal anayasal denetim ve dengeler için ciddi bir tehdittir,” dedi, bir ihbarcı koruma grubu olan kar amacı gütmeyen Hükümet Hesap Verebilirliği Projesi’nin hukuk direktörü Tom Devine. “Bu, Kongre’de kanıtlarını paylaşmak isteyen ihbarcılar için ciddi bir tehdittir ve caydırıcı bir etki yaratması muhtemeldir.”
