New York’ta korna çalan sürücülerin çoğu kanunları çiğniyor. Durdurulabilirler mi?

Işık yeşile döndüğünden bu yana neredeyse bir saniye bile geçmemişti ama Columbus Bulvarı’ndaki trafiği ileri doğru yönlendiren korna, bip ve tiz seslerden oluşan bir senfoni çoktan duyulmuştu. Yaklaşık bir dakika sonra, 89. Cadde’ye dönen bir damperli kamyondan sis düdüğüne benzer derin bir korna sesi duyuldu.

Manhattan’ın Yukarı Batı Yakası’nda tipik bir hafta içi sabahıydı. Sabırsız sürücülerin kornaları arasında yüksek sesle konuşan birçok bölge sakini, röportajlarda sürekli korna çalmaktan rahatsız olmadıklarını söyledi.

Bernedoodle’ında yürüyüşe çıkan 38 yaşındaki Erin Clement, “Sanırım buna o kadar alıştım ki zihnim bunu bastırıyor” dedi. “Şehrin müziği gibi hissettiriyor.”

New York şehrinin gürültü kanununa göre “yakın bir tehlike” olmadığında araç kornası kullanmak yasaktır. Az sayıda yerel yetkili, gürültü uzmanı ve aktivist onlarca yıldır yasanın uygulanması için belediyeye baskı yapıyor. Ancak suçluları iş üstünde yakalamak zordur ve agresif sürüş kültürü ve yoğun trafiğiyle nam salmış bir şehirde korna çalma dürtüsünü bastırmak zorlu bir mücadeledir.

New York yetkilileri en azından 1930’lardan beri korna çalmayı caydırmaya çalışıyor. 1936’da şehir ilk kapsamlı gürültü yasasını kabul ettiğinde “uzun süreli ve mantıksız korna çalmak” yasaklandı. Sistematik yaptırıma yönelik ilk girişim, 1973’te beş aylık bir dönemdi; The New York Times’ın haberine göre, 25 müfettişin her ay bir haftayı yoğun kavşaklarda celp dağıtmaya ayırması gerekiyordu. Belediye ayrıca “Korna çalmayı geçmişten gelen bir ses haline getirelim” mesajını taşıyan tampon çıkartmaları ve broşürler de dağıttı.

1986 yılında, Belediye Başkanı Ed Koch’un yönetimi şehrin en gürültülü bölgelerinden bazılarına “Korna Çalmayın” tabelalarını astı. Tabelalarda kurallara aykırı davranan sürücülerin para cezasına çarptırılacağı uyarısı yapıldı.

Exit mobile version