OJ Simpson Davası Aile İçi Şiddet Farkındalığı Açısından Dönüm Noktası Oldu

Aralık 1994’te Los Angeles Bölge Savcılığı’ndan müfettişler, Nicole Brown Simpson’a ait olan bir kiralık kasayı delerek açtılar. İçinde, onun hırpalanmış suratlı Polaroid fotoğraflarını ve OJ Simpson’ın kendisine tacizde bulunduğu için özür dileyen mektuplarını buldular.

Bay Simpson’ın Bayan Brown Simpson cinayetiyle ilgili bomba etkisi yaratan davasının başsavcısı Marcia Clark, davayla ilgili bir kitapta, “Kutudaki mesaj açıktı” diye yazdı. “’Ölmem durumunda bu adamı arayın.’”

Bu deliller, milleti büyüleyen bir duruşmada sunuldu ve kamuoyuna bir istismar ve kontrol modelini korkunç ayrıntılarla gösterdi.

Chicago’da aile içi şiddet mağdurlarına destek sağlayan bir kuruluş olan İstismar Edilen Kadınlar ve Çocukları için Bağlantılar danışmanı Stephanie Love-Patterson, “Sanki Amerika aile içi şiddeti bir anda öğreniyor gibiydi” dedi.

Neredeyse 30 yıl sonra, Bay Simpson’un bu haftaki ölümünün ardından dava yeniden ilgi odağı haline geldi. 1995 yılında bir ay süren duruşmanın ardından Bay Simpson, Bayan Brown Simpson ve arkadaşı Ronald Goldman’ı öldürmekten beraat etti. Daha sonra yapılan bir hukuk davası onu bu kişilerin ölümlerinden sorumlu buldu.

Irk, şöhret, polislik ve ayrımcılıkla ilgili ulusal çapta tartışmalara yol açan dramatik davası aynı zamanda Amerika’nın aile içi şiddet anlayışının gelişmesinde de bir dönüm noktası oldu. Daha sonra medyada aile içi şiddete ilişkin haberler arttı ve Ulusal Aile İçi Şiddet Yardım Hattı’na göre, bu yoğun ilgi istismar mağdurlarının çoğunu yardıma ulaşmaya teşvik etti. Kadın sığınma evlerine bağışlar yağdı.

Exit mobile version