Prof. Dr. Havva Kök Arslan: “Batı medyası, Erdoğan’ın iktidarının sona ermesi gerektiği algısını besledi”

Dış politikanın Cumhurbaşkanlığı seçimlerine etkisini değerlendiren Prof. Dr. Havva Kök Arslan, seçim propagandalarında Cumhur ve Millet İttifakının dış politika paradigmaları arasında çok ciddi farklılıklar olduğunu söyledi. Dış politikanın daha önceki seçimlerde olmadığı kadar belirleyici bir rol oynadığını belirten Kök Arslan, Batı medyasının Türkiye’deki seçimler için ‘dünyanın en önemli seçimi’ açıklamalarını hatırlattı ve Batı medyasının Erdoğan’ın iktidarının sona ermesi gerektiği algısını beslediğini sözlerine ekledi. 

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölüm Başkanı, Politik Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Havva Kök Arslan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dış politika etkisini değerlendirdi.

“Batı medyası, Erdoğan’ın iktidarının sona ermesi gerektiği algısını besledi.” 

28 Mayıs 2023 seçimlerinde dış politikanın daha önceki seçimlerde olmadığı kadar belirleyici bir rol oynadığını belirten Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Bunun en büyük göstergesini seçimlere Batı medyasının gösterdiği olağanüstü ilgide gördük. Seçim öncesinde Batı medyası Türkiye’deki seçimlerin ‘dünyanın en önemli seçimi’ olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarının sona ermesi gerektiği çerçevesinde algıyı besledi. Bunlardan The Economist, Türkiye’de seçimlerin küresel sonuçlarının olacağı ve Erdoğan’ın gitmesi gerektiği gibi yorumlarda bulundu.” dedi.

“Cumhur ve Millet İttifakı dış politika paradigmaları arasında ciddi farklılıklar vardı.”

“Seçim öncesi propaganda söylemlerinde, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakının dış politika paradigmaları arasında çok ciddi farklılıklar olduğu söylenebilir.” diyen Kök Arslan, “Cumhur İttifakı Türkiye’nin bağımsız, bölgesel liderlik peşinde koşan iddialı bir dış politika ve güvenlik politikası sürdürmesi gerektiğini savundu. Millet İttifakı, bu iddialı dış politikanın ülkeye maliyet getirdiğini söyledi. İçe dönük bir siyasete ağırlık veren, ülkeyi bölgesel konulardan çekerek daha az maliyetli olacağını varsaydıkları ‘geleneksel’ Batı yanlısı bir politika izlenmesi gerektiğini savundu. Erdoğan, özellikle 2015 sonrası Türkiye’nin ülke içinde karşı karşıya kaldığı terörizm dalgası ve yakın çevresinde yaşadığı savaş ve çatışmalar karşısında iddialı bir dış politika izlemeye başladı.” değerlendirmesinde bulundu.

“İddialı dış politika seçmeni de motive etti.”

İzlenilen bu iddialı politikanın 11 Nisan’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti seçim manifestosunun ilanında ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak ifade edildiğini hatırlatan Kök Arslan, “Cumhur İttifakının en büyük ortağı MHP de Erdoğan’ın dış politikada daha proaktif bir pozisyon ortaya koyması yönündeki politikasını destekledi. Bu iddialı pozisyon, bir taraftan Cumhur ittifakının kendisini konsolide ederken, öbür taraftan Cumhur İttifakını destekleyen seçmeni de sosyolojik olarak birleştirerek motive etti. Cumhur İttifakı seçmenin seçime giderken ruh hali ülkesine yönelik, özellikle Batılı, ‘yedi düvelin hayâsız akınını’ durdurmak şeklindeydi.” ifadelerini kullandı.

Millet İttifakı da dış politika üzerinden kendi siyasal alanlarını tanımladı

Dış politika üzerinden Cumhur İttifakı bünyesinde yaşanan bu konsolidasyonun Millet İttifakı bünyesinde de bir rekabet duygusu yarattığını dile getiren Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Orada da siyasi ve sosyolojik düzeyde, bütüncül olmasa da geniş bir muhalif kitlenin de konsolidasyonunu beraberinden getirdi. Dolayısıyla tıpkı Cumhur İttifakının tecrübe ettiği gibi Millet İttifakı partileri de dış politika üzerinden kendi siyasal alanlarını tanımladılar. Özellikle ikinci tur öncesi milliyetçi söylem geliştirerek Suriye ve Türk dünyası üzerinden söylemler geliştirmesi buna örnek verilebilir.” şeklinde konuştu.

Cumhur İttifakı’nın dış politika tercihleri seçmen nezdinde destekleniyor

Millet İttifakı’nın özellikle birinci tur öncesi dış politika tercihine de değinen Kök Arslan, “Ortak politikalar metninde de görülebileceği gibi Erdoğan iktidarının, Türkiye’yi uluslararası siyasette yalnızlaştırdığı, Batı ittifakından kopardığı, Rusya’ya daha fazla yaklaştırdığı, Türkiye’nin Ortadoğu’daki geleneksel tarafsızlık statüsünü bozduğu ve dış politikanın ‘Ortadoğululaşmasına’ neden olduğu sebebiyle eleştirilmesi şeklinde olmuştur. Bu eleştileri başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP’nin dış politika kurmaylarından yapılan kritik dış politika açıklamalarında görebiliyoruz. Millet İttifakının dış politika uygulaması, dış politikada tarafsızlık ve müdahalesizlik üzerine inşa edilmiş durumda. Libya, Suriye, Doğu Akdeniz, Ukrayna, Karabağ ve PYD-YPG gibi örnekler, bu pozisyonu yeterince temsil eder nitelikte olduğunu görmek mümkündür.” dedi.

28 Mayıs’ta gerçekleştirilen 2. tur sonuçlarını değerlendiren Kök Arslan sözlerini şöyle tamamladı:

“Erdoğan’ın kazanmasının dünyanın farklı yerlerinde kutlanması küresel önemdeki boyutu gösteriyor…”

“Cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan’ın yüzde 52,18 ile kazanmasından yola çıkarak, Cumhur İttifakı’nın dış politika tercihlerinin seçmen nezdinde desteklendiğini söyleyebiliriz. Ayrıca Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimini tekrar kazanmasının Beyrut, Kudüs, Afrika, Saraybosna, Priştine, Bakü, Latin Amerika gibi dünyanın farklı yerlerde de kutlanması 2023 seçimlerinin küresel boyutta önemini gösterdi.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version