Radyo Gol’de Emre Tilev’in sorularını yanıtlayan Mosturoğlu, Fenerbahçe’nin otobüsünün kurşunlanması ve 1958 öncesi şampiyonlukları konusunda fikirlerinin sorulması üzerine. “Otobüsün kurşunlanmasının aydınlatılmaması bir yüz karası. Bunu yalnızca spor için düşünmeyin. Toplumsal yaşantımız, güvenliğimiz, özgürlüklerimiz açısından düşünün. Hala aydınlatılmamış olması bence çok ayıp. Türkiye’ye yakışmıyor. Tez ediyorum bunun failleri belirli. Hatta geçenlerde Fenerbahçe de basın toplantısı yaptı. Biz de vazife yaptığımız periyotta birebir bilgilere ulaşmıştık. Faillerin kim oldukları, art planı aşikâr. Lakin aydınlatılmak istenmiyor. Bunu ayıp olarak görüyorum. Türkiye’ye de yakışmıyor.” dedi.
59 ÖNCESİ ŞAMPİYONLUKLAR İÇİN AÇIKLAMA
Mosturoğlu, “Yıldız konusunda bana nazaran size nazaran farklı kanılar olabilir. Şampiyonlukların yıldız hesabının sayılmasıyla ilgili. Şampiyon kadro zati şampiyon. O tescillenmiş. Ancak en azından bir müracaat bu kadar uzun mühlet sürüncemede bırakılmaz. 2 yıl geçti yahut 2.5 yıla geliyor. Hala sonuçlandırılmadı. En azından TFF, tarihçilerden spora gönül vermiş şahıslardan, sporla haşır neşir olmuş komite kurar. Araştırmanın sonuçlarını kamuoyuna sunar. Hiçbir şey yapılmaması, halının altına süpürülmesi tartışmaları beraberinde getiriyor” sözlerini kullandı.
“YÖNETİCİ SORUMLULUK TAŞIYOR”
“Bazı yöneticilerin ve birtakım kadroların devre ortası açıklamalarına ne diyorsunuz? formundaki soruya Şekip Mosturoğlu, “Biz de vakit zaman yapıyorduk. Bazen gerekiyor. Bazen çoka kaçıyor. Dozunu bilmek lazım. Yönetici sorumluluk taşıyor. Kimi haksızlıklar karşısında temsil ettiği topluluğun haklarını savunmak için lisana getirmeye çalışıyor. Ferdî tenkit hududunda kaldığında, hakarete dönmediğinde onu da sağlıklı buluyorum. Konuşmakta yarar var. Dozu değerli bence” diye konuştu.
“BU İŞE EN BAŞINDAN KUSURLU OLUNDUĞUNU SÖYLEYEN BİR AZINLIK VARDI”
Şekip Mosturoğlu, şike sürecinde karşılarında kamu vazifelilerinin olduğunu lisana getirerek, “Karşı tarafta kamu vazifelileri var. Bir kısmı yargılandı kimileri sürüyor. O tarihlere dönersek insanların masumiyet karinesi ayaklar altına alındı. Beşerler peşinen hatalı gösterildi. Medya linçi yaşadık. Herkesin bence bu işte biraz günahı var. Bu işe en başından yanlışlı olunduğunu söyleyen bir azınlık vardı. Daha sonra beşerler bu bilince vardılar. Adalet bir halde tecelli ediyor. Biz 11 senede aklandık. Tazminat davalarımızı daha yeni bitti. O da birinci derecede bitti. İstinaf, Yargıtay, tahminen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olabilir. Üzücü, yıpratıcı bir süreç. İnşallah bir daha bu türlü şeyi bir daha yaşamayız” dedi.
