Her ne kadar Richard Serra bu hafta öldüğünde “çelik adam” olarak hatırlanacak gibi görünse de, kendimi onun daha genç ve daha savunmasız hali hakkında bana anlattığı bir hikayeyi düşünürken buldum.
1969’da ilk heykel siparişini aldı. Talep sanatçı Jasper Johns’tan geldi. Serra bu olayı hayatında bir dönüm noktası olarak değerlendirdi ve yıllar boyunca bu konuyu konuştuğumuzda (ilk olarak 1989’da, Kanada’nın Nova Scotia kırsalındaki evinde onunla röportaj yaptığımda) benim şüphemi doğruladı: İyi sanatçılar izleyenleri etkilerken, büyük sanatçılar da sanatçı arkadaşlarını etkiler.
Bu hikaye, 19 Mayıs 1969’da, Marcel Breuer’in Madison Bulvarı’ndaki kale benzeri binasına yeni taşınan Whitney Amerikan Sanatı Müzesi’nde “İllüzyon Karşıtı: Prosedürler/Materyaller” başlıklı artık tarihi bir grup sergisinin açılmasıyla başlıyor. Sergideki 22 sanatçı o zamanlar Süreç sanatçıları olarak biliniyordu ve New York’ta hüküm süren Minimalist heykelin fanatik geometrisini ve yüksek parlaklığını ortadan kaldırmakla ilgileniyorlardı.
Whitney’in ziyaretçileri asansörden dördüncü kata çıktıklarında gördükleri ilk çalışma Serra’nın şaşırtıcı “Splash Piece: Casting” çalışmasıydı. Geleneksel bir heykele hiç benzemiyordu. Net bir şekli ya da çözülebilir bir konusu yoktu. Altında önemini vurgulayacak bir kaide yoktu. Bunun yerine, çeşitli metal parçaların saçılmasıyla doğrudan zeminin üzerinde yatıyordu.
Serra bunu, bir tencere erimiş kurşunu duvarın tabanına sıçratıp kepçeleyerek yaratmıştı. Görünüşü ne kadar ilkel olsa da bu eser, onun 20. yüzyıl sanat kahramanlarına, özellikle de Jackson Pollock’un dökme tekniğine sinsice gönderme yapıyordu. Serra ayrıca Pollock’un tam tersi gibi görünen Jasper Johns’a da itibar etti. Johns’un dikkatli, balmumu bazlı fırça darbeleri, sanatın aşkınlık için bir çaba değil, bir dizi artan adım olduğunu öne sürdü.
30 yaşındaki tüylü saçlı Serra, ilk sıçrama parçasını bir yıl önce Batı 108. Cadde’deki bir depo olan Castelli Deposu’ndaki bir grup sergisinde göstermişti. Hayal kırıklığına uğradı. Gösteriyi yalnızca birkaç kişi izledi; bunu anlayanlar anlayamadılar. Arkadaşı olan eleştirmen Philip Leider, bir incelemede yanlışlıkla eserin gümüş boyadan yapıldığını iddia etti. Serra, “Phil’i aradım ve bundan utanacağını söyledim” diye hatırladı. “Gümüş değildi. Oldu yol göstermek.”