İSTANBUL (İGFA) – Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, yaz aylarında sıklıkla görülen klima çarpması problemine değinerek, korunma teknikleri hakkında bilgi verdi.
20 dereceden düşük, 24 dereceden yüksek ortamlarda klima çarpması görülebilir!
Klima çarpması, bilhassa yaz aylarında görülen ve klima kullanırken kimi noktalara dikkat edilmediğinde kendisini belirli eden bir sıhhat sorunu olduğunu lisana getiren Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, “Sıcak havalarda serinlemek maksadıyla kullanılan klimalar beden ısısını sabit tutmada bazen sıkıntılar ortaya çıkarabilir. Ortamda sıcaklık düştüğünde bedenimizin ısısını sabit tutan düzenekler ekstra bir uğraş sarf etmek durumunda kalır. Bunun sonucunda birtakım belirti ve bulgular ortaya çıkabilir.” dedi.
KLİMA, KULLANIM KILAVUZUNA UYGUN KULLANILMALI!
Klima kullanımının bir öteki olumsuz tesirinin ortamın nem oranının değişmesi olduğunu aktaran Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, “Buna bağlı olarak hava kuruluğu ortaya çıkar. Klima kullanılan ortamlarda nem oranının yüzde 50 olması gerekir. Klimalı ortamlarda, havadaki nemin azalması ve ortamın kuruması gözlerde ve üst teneffüs yollarında tahrişe neden olabilir. Ek olarak ortamın nem istikrarının bozulması dehidrasyon (sıvı açığı) yol açabilir, buna bağlı olarak ağızda, gözlerde kuruluk, susuzluk ortaya çıkar.” dedi.
Klima kullanırken kullanma kılavuzuna uygun olarak hareket edilmesi gerektiğini de kelamlarına ekleyen Karamehmetoğlu, “Ortamın daha evvel belirttiğimiz ülkü sıcaklık ve nem düzeyine nazaran ayarlanması gerekir. Klimadan gelen havanın direkt bedene yönlendirilmemesi, klimanın karşısında uzun mühlet kalınmaması ve serinlemenin istikrarlı bir formda sağlanması kıymetlidir. Klimanın nizamlı olarak temizlenmesi ve bakımının uygun biçimde yapılması da sağlanmalı. Tertipli olarak temizlenmeyen yahut değiştirilmeyen filtreler iç ortam hava kalitesinin bozulmasına ve sıhhat sıkıntılarına yol açabilir.” diye konuştu.
FARKLI BELİRTİLER KLİMA ÇARPMASININ BİR SONUCU OLABİLİR!
Klima çarpması belirtilerinin şahıstan şahsa değişiklik göstermekle birlikte baş ağrısı, burun akıntısı, öksürük ve yüksek ateş üzere belirti ve bulguların sıkça görüldüğünü lisana getiren Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, “Ek olarak kas ağrıları da görülebilir. Bilhassa fibromyalji, miyofasyal ağrı sendromu üzere yumuşak doku romatizmalarıyla sıkça karşılaşılır.” dedi.
Ani ısı değişimi karşısında bedende meydana gelen değişikliklerin titreme, ellerde ve ayaklarda üşüme üzere şikâyetlere neden olabileceğine dikkat çeken Karamehmetoğlu, “Baş ağrısına klima ortamının neden olduğu düşük nem düzeyi sebep olabilir. Kimi araştırmalar bakımı yapılmayan klimaların da baş ağrısına neden olabileceğini gösteriyor. Klima çarpmasıyla birlikte halsizlik ve yorgunluk hissi ortaya çıkabilir. Beden çok ısı değişimiyle çaba etmek için fazladan güç harcamak zorunda kalır, bunun sonucunda halsizlik ve yorgunluk ortaya çıkabilir. Sıvı ve elektrolit istikrarının bozulması da halsizliğe neden olabilir. Klima çarpması durumunda , burun tıkanıklığı, kas ve eklem ağrıları üzere semptomlar da ortaya çıkabilir.” açıklamasını yaptı.
Klima çarpmasının bir tedavisi yok ancak korunmak mümkün!
Klima çarpması belirtilerinin soğuk algınlığı yahut grip üzere üst teneffüs yolu enfeksiyonlarının belirtileri ile benzerlik göstermesinin teşhis konmasını zorlaştırabileceğine değinen Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, “Klima çarpmasını teşhis edebilecek bir laboratuvar testi yoktur. Dehidrasyon riskine karşı kimi analizler yapılmasını istenebilir.” dedi.
Klima çarpmasının spesifik bir tedavi prosedürü olmadığını da kaydeden Karamehmetoğlu, belirti ve bulgulara yönelik tedavi uygulanabileceğini söyledi.
Klima çarpmasından korunmak için tekliflerde bulunan Karamehmetoğlu, “Klimayı 21-22 derece 2 saat çalıştırıp akabinde kapatmak hava kalitesinin bozulmasını ve klima çarpmasını önlemeye yardımcı olabilir. Klimadan gelen havayı direkt bedene yönlendirmekten, klima karşısında oturmaktan yahut yatmaktan kaçınılmalı. Nizamlı aralıklarla klima filtrelerinin değiştirilmesi ve klima bakımının yapılması ortamın hava kalitesinin bozulmasını önler. Klimanın yanlış kullanımına bağlı ortaya çıkan dehidrasyon riskini azaltmak için bol sıvı tüketilmeli. Klima, önerilen mühlet boyunca çalıştırıldıktan sonra kapatılmalı, bulunulan ortamın camları açılarak pak havanın içeri girmesine müsaade verilmeli.” ikazlarında bulundu.
