İlk bakışta 70 yaşındaki Kahil El’Zabar’ın ruhani bir caz müzisyeni olduğunu düşünmeyebilirsiniz. Uzun boylu ve neşeli, gergin cildi ve kalın bıyıklarıyla, koyu renkli güneş gözlükleriyle ve bir Ocak öğleden sonra şık siyah takım elbisesiyle daha çok bir mankene ya da yakın zamanda emekli olmuş bir sporcuya benziyordu. Bu, avangart caz adamlarının şık olamayacağı anlamına gelmiyor ancak nadiren bu kadar şık görünüyorlar.
Brooklyn’deki Williamsburg’daki Moxy Hotel’de bir bardak yeşil çay içerken “Annemin resmi gelin kıyafeti işletmesi vardı, bu yüzden küçüklüğümden beri moda her zaman hayatımın bir parçasıydı” dedi. “70 yaşında arkadaşlarım var ve bana bakıp ‘Neden o küçük aptal kıyafetleri giydin?’ diyecekler. ’69’da kanat uçları ve haki giyiyorduk’ gibi. Yıl 2023 ve yaşlı bir vatandaş olmam güncel olamayacağım anlamına gelmiyor.’”
El’Zabar son 50 yıldır moda ile müzik, günümüz ile gelecek, Amerikan cazı ve Batı Afrika kompozisyon yapısı arasındaki çizgide yer alıyor. 1974’te geleneksel cazın, Afrika merkezli ritimlerin ve kozmik genişliğin sınırlarını bulanıklaştıran bir dörtlü olarak Ethnic Heritage Ensemble’ı kurdu. Afrika kıyafetleri giyen ve kıtadan alınan çok ritmik düzenlemeler çalan Ohio merkezli grup Pyramids gibi, El’Zabar’ın grubu da Amerikalı dinleyiciler tarafından tam olarak beğenilmedi. Dörtlü, caz müzisyenlerinin seslerini stadyum boyutunda funk ve rock ile harmanlamaya başladığı ve saykodelik Afrika cazının çok uzak bir köprü olarak görüldüğü bir zamana denk geldi.
Sonuç olarak El’Zabar, sağlıklı özgeçmişine rağmen cazın ruhani aydınları arasında yeterince önemsenmedi. Don Cherry, Archie Shepp, Nina Simone ve Dizzy Gillespie’yle çalmış biri için adı Pharoah Sanders, John Coltrane ve Sun Ra gibi çağrıştırmıyor.
El’Zabar hakkında beş belgesel çeken film yönetmeni Dwayne Johnson-Cochran, bir telefon görüşmesi sırasında “O bir perküsyoncu olduğu için” dedi. “Kahil’in davulcusu olduğu için bu biraz indirimli bir durum çünkü o ritmi koruyan adam. Kontrpuan açısından basit ama karmaşık melodileri var; birçok bakımdan kendi içinde bir türdür. İnsanlar onun ortaya koyduğu şeyle uyum içinde değil ama gerçekten oldukça muhteşem.”