Stresin Dermanı Nedir

Stresin varlığı insan hayatında önemli bir yere sahip. Birçok insan bu hormonun vücudunda yarattığı etkiler sebebi ile ağrılar çekiyor. Prof. Dr. Canan Karatay, bununla birlikte başımıza açılan dertleri ve bu dertlerin nasıl üstesinden gelebileceğimizi anlattı.

Stresi vücudun içsel ve dışsal etkenlere karşı reaksiyon göstermesi olarak tanımlayan Prof. Dr. Canan Karatay, “Acil ve kronik stres vardır. Acil stres; vücudun en normal reaksiyonudur. Bir sinek sokar korkarız yahut düşeriz, düştüğümüz için bağırırız. Bu acil strestir, bu normaldir. Fakat baş ağrısına sebep olan en önemli şey, kronik strestir. Bu hormon, böbreklerden, böbrek üstü bezlerinden salgılanır. Böbrek üstü bezlerinden salgılanması için beyinden böbrek üstlerine uyarı gider ve ondan salgılanır. Stres hormonu dediğimiz hormon, kortizoldur. Kortizol; kortizonun vücutta yapılan şeklidir, doğal hormondur. Kortizol hakikaten acil durumlarda bize yardım etse de, kronik durumlarda en önemli baş ağrısı sebebi olduğu gibi, aynı zamanda da kronik inflamasyon, kronik hastalıklar, insülin direnci, tiroit hastalıkları, hormonal dengesizliklerin de başlamasının en önemli sebeplerinden biridir. Kortizol hormonunu salgılamamamız için hakikaten mümkün olduğu kadar bizi huzursuz eden durumlardan uzak duracağız. Bununla birlikte baş ağrımızdan da kurtulacağız. Aynı zamanda vücuttaki bütün bozulmuş dengelerin de düzelmesini sağlayacağız, sağlık çok önemlidir.” dedi.

Prof. Dr. Canan Karatay

Çoğu Hastalığın Altında Stres Hormonunun Yüksek Olması Yatmaktadır

Vücudumuzun bir bütün olduğunu ve hormonal dengeyi sağlamanın kendi elimizde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Canan Karatay, “Bu bizden başka kimsenin elinde değildir. Herkesin kendi vücudunun nasıl işlediğini merak edip çalışması, öğrenmesi lazımdır. Her dakika baş ağrısı olduğu sürece kalkıp, doktora koşmaya gerek yoktur. Her sefer baş ağrısı olduğu zaman MR’a girmeye de gerek yoktur. Baş ağrısını tetikleyen hormonları normale indirirsek, ki bunun yöntemleri vardır. O zaman rahat edecek ve vücut toparlayacak. Stres hormonu ve insülin hormonu birlikte yükseldiği zaman vücutta leptin hormonu da yükselir. Leptin hormonu ve insülin hormonu hakikaten vücutta kronik inflamasyon dediğimiz bütün hücrelerdeki bozuklukları başlatan ve otoimmune hastalıkları başlatan bağışıklık sistemini çökerten en önemli faktörlerden biridir. Çarpıntı, terleme, el titremeleri, uykusuzluk, iştahsızlık, adet bozuklukları veya kısırlık. Bütün bunların altında kronik olarak bu hormonun yüksek olması yatmaktadır.” diye konuştu.

Hareket Halinde Kalmamız Gerekli

Stresimizi azaltmak için yapabileceğimiz şeyleri örnekleyen Prof. Dr. Canan Karatay şunları söyledi, “Ayın doğuşunu seyretmek. Güneşin doğuşunu seyretmek. Denizde bol bol yüzmek. Ormanda, deniz kenarında yürümek. Dans etmek, eğlenmek, şiir okumak, şarkı söylemek. Bunların hepsi bu hormonu azaltır. Mümkün olduğu kadar vücudumuza toksinleri de sokmayacağız. Hava kirliliğinden de uzak duracağız. Ev toksinleri en tehlikelisidir. Evdeki hava en tehlikeli, sokaktaki havadan daha tehlikelidir. Bir de en önemlisi inaktivetedir. Yani fizik aktivitenin artması çok önemlidir. Hem insülin direncini azaltır, hem leptin direncini azaltır. Onun için mutlaka aktivite çok önemlidir. Devamlı masa başında oturup kalmayacağız. Bir saat, her bir saatte kalkıp biraz yürümek lazımdır.”

Bağırsak Sağlığımız Önemli

Stresin en büyük etkilerinden birinin de kabızlık olduğunu dile getiren Prof. Dr. Canan Karatay, “Kabızlık bağırsak florasının bozulduğunu gösterir. Bağırsaktaki bakteriler serotonin ve dopamin üretir. Sağlıklı olduğu sürece ve serotonin ve dopamin bağırsak hücrelerinde depo edilir beyne gönderilir. Bunu sağlamamız için de sağlıklı besleneceğiz. Probiyotiklerle, ev turşusuyla, doğal zeytinyağıyla. Bunlar hakikaten bağırsaklarımızdaki probiyotikleri çoğalttığı zaman stresimiz de azalır. Baş ağrımız da azalır.” dedi. (BSHA- Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Exit mobile version