Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan, seçimlerin ardından gerçek gündem olan ‘geçim’ konusunda atılacak adımlara dikkat çekerek seçimden önce vaat edilen en düşük memur maaşı tutarının net 22 bin TL’ye çıkarılması ile ilgili açıklama yaptı. Bilim Sağlık Haber Ajansı’na (BSHA) konuşan Genel Başkan Demircan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın seçim öncesi Temmuz ayında en düşük memur aylığının 22 bin TL olacağını ifade etmesi o gün bir heyecan yaratmıştı lakin memur bugün aynı heyecanı taşımıyor. İfade edilen rakamın yeniden revize edilmesi gerekmektedr” dedi.
Kamu Görevlilerinin Durumu İçler Acısı
Yaklaşık iki yıldır tüm kesimlere kamu emekçilerinin içinde bulundukları kötü durumu ifade ettiklerini söyleyen Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan, “Metropol kentlerde başta fahiş kira fiyatları ve geçim zorluğu nedeniyle kamu çalışanlarının görev almak istemediklerini, kıyı il, ilçelerine atanan memurların istifa ettiğini, kredi ve kredi kartı borç batağını defaten dile getirdik. Bunlara ek olarak eğitim giderleri, sağlık giderleri, mutfak giderleri gibi zorunlu giderler eklendiğinde samimiyetle söylemek gerekir ki kamu görevlilerinin durumu hakikaten içler acısı” diye konuştu.
Konut Kirasının 10 Bin Olduğu Bir Ülkede 22 Bin Liranın Hükmü Yok!
Temsil makamında bulunan sendikalara bakıldığında toplu sözleşme görüşmelerinde 3 puana, 5 puana imza atılmasını reddettiklerini söyleyen Demircan, “Sendikalar temsil kabiliyetlerini kaybetmemeli. Muhataplara gerçek sorunları çözüm önerileri ile sunabilmeli, şahsi ikballer uğruna pembe tablolar çizilmemeli. Bugüne baktığımızda yetkili sendika genel başkanının halen 22. 000 TL. yönelik beyanın geliştirilmesine yönelik çabasının olmadığını görüyoruz. Konut kirasının 10 bin liranın üzerinde olduğu bir ülkede 22 bin liranın bir hükmü olmadığını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Sendikalar Siyasetin Merkezinde Olmamalıdır!
Demokratik Sağlık-Sen’in 2011 yılında siyaset için değil sendikacılık için varız kuruluş sloganı ile kurulduğunda bazı çevrelerin “siyasetsiz sendika mı olur” dediklerini, hatta o dönem yetkili sendikada görev yapan kişilerin de bugün kendileriyle aynı fikre sahip olduklarına dikkat çeken Demircan şunları söyledi: “Sendikaların siyasetin merkezinde olmaması gerektiğini ifade etmekteler. Bu fikrimizin bugün anlaşılır olmasını kıymetli buluyoruz. Ancak ülkemizde sendikal bilincin oturmadığını da görmüyor değiliz. Meslek örgütü gibi hareket eden sendikalardan, siyasi parti lideri gibi konuşan sendikalara varana dek birçok çeşitliliğe sahibiz. Kamu çalışanları üzerinde oluşturmak istenilen bir algı ile “siyasetten arınmış sendikayız” söyleminde bulunan sendika yöneticilerinin bir kısmı bir siyasi oluşumun sembollerini kullanırken, bir kısmı eski milletvekilleri aracılığı ile siyasetsiz sendika (!) anlayışlarını tescil etmekteler. Birisi üyesinden aldığı güç ile derebeylik yaparak iri iri cümlelerin arkasında sendikacılık yaparken bir diğeri sus pus sessiz sedasız, sadece üye sayısına odaklanmış. Bu sendikalara üye olan arkadaşları da anlamak mümkün değil. Kendilerine konforlu bir çalışma hayatı sunamayan, ekonomik koşullarının oldukça zor olduğu, birçoğunun yurt dışı sevdası ile dil kurslarına kayıt olduğu bir kesimi gördükçe ve hatta sürekli kendi ücretlerini bir başkasının ücreti ile kıyaslayan kesim sanırım oldukça mutlu, mesut.”
Sosyal Medyada En Çok O’nlar Sitem Ediyor
Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlara en çok yetkili sendikalara üye olan kişilerin sitem ettiklerini de gördüklerinin altını çizen Togan demircan, “O zaman, neden sorusu da aklımızı kurcalıyor. Whatsapp guruplarında memur arkadaşlarımız “indirim mağazalarını” birbirleri ile paylaşıyor. Ama yaşasın sendikam diyor, seviyorum (!) diyor. Ama diğer taraftan gram altın ile maaş kıyasını yapıyor, çeyrek altın ile maaş kıyası yapıyor. Son zamanların eğilim hesabı ise kamu işçi ücreti ile kendi ücretleri. Bugün yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırın üç beş kuruş üzerinde aylık almanızın yegâne sebebi gırtlağa kadar siyasete batmış sendikalardır. Eğitimli bir kesimin bunu anlamasının bu kadar zor olamaması gerekiyor” dedi.
Baraj Uygulama Sevdalısı Sendikanın Memuru Temsil Etmesi Beklenemez
Yeni Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın ziyaretleri sonrası açıklamalarını takip ettiklerini belirten Demircan son olarak şunları söyledi: “4688 sayılı yasanın revize edilmesi dillendiriliyor. Yasanın eksikleri olduğunu biz de kabul ediyoruz, revize edilmeli mi, evet. Lakin yetkili sendikanın talebi dayanışma aidatı. Yani diyor ki herkes bize üye olsun. Kamu çalışanlarının bunca sorunu varken yetkili sendikanın afacan çocuk edasıyla ele avuca sığmaz taleplerinin karşılık bulmayacağını düşünüyorum. Yetkili sendikanın ücret adaletsizliğinin giderilme talebi temsil kabiliyetini yitirdiğinin en net göstergesidir. Kamu çalışanları için planlanan seyyanen zam teklifinden baraj uygulamaları sevdasına vazgeçen, toplu sözleşme masasında oturma düzeni ile hemhal olan bir anlayışın memuru temsil etmesi beklenemez.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)