Salı günü Yüksek Mahkeme’de yapılan duruşmada Donald J. Trump’tan, 6 Ocak 2021’de Kongre Binası’na baskın yapan yüzlerce destekçisine karşı kullanılan federal engelleme kanunundan hiç bahsedilmemiş olsa da, eski başkan bu süreçte büyük önem taşıyordu.
Bunun nedeni, Sayın Trump’ın, Washington’da karşı karşıya olduğu ve kendisini 2020 seçimlerini bozmaya yönelik komplo kurmakla suçlayan bir iddianamede, söz konusu yasa uyarınca suçlanmış olmasıdır. Ve mahkemenin engelleme yasasına ilişkin nihai kararı davasının ilerleyişini etkileyebilir.
Mahkemenin nasıl karar vereceği şu aşamada belirsizliğini koruyor ancak duruşmada yargıçlar, federal savcıların yasayı çok geniş yorumlamış olabileceklerinin ve 6 Ocak’ta olay yerindeki isyancıların çoğuna karşı adaletsiz bir şekilde kullanmış olabileceklerinin sinyalini verdi. Mahkeme yasanın Kongre Binası’na giren Trump destekçilerine karşı uygulanmasını iptal ederse, bu Bay Trump’ın kendi davasının gidişatının büyük ölçüde değişeceği anlamına gelmez.
Yüzlerce 6 Ocak sanığını temsil eden avukatlar, Bay Trump’ın Ağustos ayında bununla suçlanmasının çok öncesinden bu yana engelleme kanununun kullanımını sorguluyorlardı. Avukatlar, diğer şeylerin yanı sıra, hükümetin belgelerin imha edildiğine veya tahrif edildiğine dair bazı kanıtlar sunmasını gerektiren yasanın temel hükümlerinden birinin Kongre Binası’na izinsiz girişle hiçbir ilgisi olmadığını iddia etti.
Eğer Yüksek Mahkeme onlarla aynı fikirde olursa, Bay Trump’ın kendi avukatları, Trump’ın karşı karşıya olduğu iki engelleme suçlamasının da iddianameden çıkarılmasını isteyeceklerdir.
Bu suçlamalardan biri onu, Kongre’nin 6 Ocak’taki ortak oturumu sırasında Kongre Binası’nda yapılan seçimlerin onaylanmasını bozmak için adı açıklanmayan altı kişiyle (genelde kendisine yakın bir grup avukat olduğu düşünülen) komplo kurmakla suçluyor. İkinci sayım onu bu süreci fiilen engellemekle suçluyor.