Yemeklerin insan hislerini etkileme gücü tartışılmazdır. Kimi yemekler nostaljik anıları canlandırırken, kimileri memnunluk ve huzur hissi verir. Mis üzere bir anne yemeği kokusu, sıcacık bir çorbayla dolu bir kış günü yahut sevdiklerinizle paylaştığınız lezzetli bir akşam yemeği; hepsi ruhunuzu besleyen anılarla dolu.
Ayrıca, beslenme alışkanlıklarımızın duygusal durumumuzu etkilediğini gösteren birçok araştırma bulunmaktadır. Örneğin, gerilim altındayken insanların ekseriyetle “rahatlatıcı” besinlere yöneldiği bilinmektedir.
Bir dilim çikolata yahut sıcacık bir kase makarna, güç bir günün akabinde moralimizi yükseltmek için sık sık tercih ettiğimiz lezzetler ortasındadır.
Yemeklerin toplumsal tesiri de göz arkası edilmemelidir. Birlikte yemek yemek, beşerler ortasında bağlılık ve dayanışma hislerini güçlendirir. Aile yemekleri, arkadaşlarla yapılan atıştırmalıklar yahut iş yemekleri; hepsi insan ilgilerini güçlendiren ve ruhları besleyen tecrübelerdir.
Yemek yalnızca midemizi değil, tıpkı vakitte ruhumuzu da besler. Bu yüzden, bir sonraki öğününüzü yalnızca bir mide doldurma ritüeli olarak değil, tıpkı vakitte ruhunuzu şenlendiren bir tecrübe olarak görün.
