Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) düzenlediği 43. Olağan Genel Heyeti Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Lideri Burak Dağlıoğlu, 6 binden daha az memleketler arası sermaye şirketi varken artık 80 binin üzerinde milletlerarası sermaye şirketi olduğunu söyledi.
Türkiye’nin 2003’ten bu yana 262 milyar dolar yatırım çeken bir ülke olduğunu belirten Burak Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
“Sanayi Bakanlığımız ve Ticaret Bakanlığımızın datalarıyla, biraz geçmişe yönelik datalar üzerinde bir çalışmamız var. Yakın vakitte onu da kamuya açık platformlarda paylaşmaya başladık. 2006-2021 ortasındaki devri inceledik. Bilhassa 2021 datalarından gidelim. Memleketler arası sermayeli şirketler Türkiye’deki istihdamın, özel kesim istihdamının yüzde 8,4’ünü oluşturuyor. Bu bence çok değerli bir oran. Yeniden baktığımız vakit Türkiye’deki ihracatın 2021 verisi prestijiyle yüzde 30’unu memleketler arası sermaye şirketlerimiz sağlıyor.
Uluslararası sermayeli şirketler Türkiye’deki özel dal AR-GE harcamalarının da yüzde 30’unu gerçekleştiriyor. İhracatın yüzde 60’ı ise yüksek ve orta yüksek eserlerden oluşuyor. Bu bağlamda aslında YASED üyelerinin Türkiye’deki o yatırım ortamını olumlu istikamette, katma kıymeti arttırır formda güzelleştirdiğini, memleketler arası tedarik zincirlerine Türk şirketleri de çekerek o katma kıymet zincirini daha üst halkalara ilerlemelerini sağladıklarını görüyoruz.”
700 kadar memleketler arası şirketin Türkiye’de AR-GE faaliyeti olduğunu belirten Dağlıoğlu, milletlerarası şirketlerin tasarım merkezlerini, eser ticarileştirme faaliyetlerini, üretimin öncesindeki ve sonrasındaki bütün evreleri Türkiye’de yerelleştirmek istediklerini belirtti.
“Türkiye’de şu an yüzde 55 oranında yenilenebilir güç kullanılıyor”
Dünya Bankası Türkiye Ülke Yöneticisi Humberto Lopez de güç üretiminin çok kritik bir kesim olduğunu belirterek, elektriğin üretimi ve karbonun azaltılmasının da çok ehemmiyet arz ettiğini, bu bahiste Türkiye örneğinde çok hoş haberlerin olduğunu söyledi.
Lopez, gelecek mali yıl içerisinde 750 milyon dolarlık bir bütçeyi güç iletimi için tahsis ettiklerini söz ederek, buradaki değerli darboğazlardan birinin de güç dönüşümünde iletim kısmı olduğuna işaret etti. Lopez, özel dalı güneş ve rüzgar santrali yatırımı yapmaya cezbetmenin değerini de vurguladı.
Türkiye’de şu an yüzde 55 seviyesinde yenilenebilir güç kullanıldığını aktaran Humberto Lopez, “Bu çok hoş bir şey. Yalnızca gelişmekte olan ülkeler ortasında değil, tüm dünyada aslında çok güzel bir tablo var. Tıpkı vakitte üretim tarafında da biraz gayret göstermek gerekiyor. Zira özel bölümün burada bir gayret göstermesi gerekiyor. Bu yeni duruma adapte olmanız gerekiyor. Üretiminizi de buna adapte etmeniz gerekiyor. Aksi halde rekabetçi olamazsınız ve bu uyarlamanın olması için de rekabetçi olmak gerekiyor.” diye konuştu.
Lopez, Türkiye hakkında optimist olduğunu söz ederek, “Türkiye üzere bir ülkede uygun olmak için çok sebebiniz var. Arap dünyasına yakın olmak istiyorsanız buraya gelebilirsiniz. Avrupa’ya yakın olmak istiyorsanız buraya gelebilirsiniz. Türkiye’nin insan sermayesi açısından da şahane bir potansiyeli var” sözlerini kullandı.
Türkiye’nin inanılmaz bir özel kesimi olduğunu belirten Lopez, şöyle devam etti:
“Sizden de daha fazla şeyler öğreneceğimi düşünüyorum. Ülkede, geçen yıl belirsizlik durumlarının o tam da ortasındayken yüzde 4,5 bir büyüme sağlandı ve bunun büyük bir kısmı da özel kesim kaynaklı büyümeydi. Hasebiyle biz daha fazla özel bölüm yatırımı olsun istiyoruz. Daha fazla direkt yabancı sermaye gelsin istiyoruz. Daha düzgün bir hukuksal ve mevzuat çerçevesinin olabilmesi lazım. Bunu kolaylaştırıcı adımların atılması kıymetli olacaktır. Buradaki ortamın belirsizlik üzerine değil, bellilik üzerine kurulması halinde Türkiye kusursuz bir destinasyon olacaktır.”
“OVP maksatlarının gerçekleşmesine dayanak vermeye çok değer veriyoruz”
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Lideri Engin Aksoy ise memleketler arası yatırımcıların Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına iktisadın tüm dallarındaki yatırımlarıyla katkı verdiğini, üretim, ihracat ve istihdama dayanak sağladığını lisana getirdi.
Aksoy, “Ülkemizin bölgesel bir üretim ve hizmet merkezi olması maksadı çerçevesinde, üyelerimizin üçte biri etraf ülkelere Türkiye’den hizmet veriyor, her geçen gün daha fazla üyemiz de Türkiye’nin ‘hub olma’ işlevini güçlendirecek hizmetleri gündemlerine almayı planlıyor.” tabirlerini kullandı.
Makroekonomik istikrarın sağlanmasına yönelik olarak, Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde belirlenmiş olan maksatların gerçekleşmesine dayanak vermeye değer verdiklerini belirten Aksoy, “Enflasyonla uğraşın, rasyonel siyasetler çerçevesinde, öngörülen yol haritası ile sürdürülmesi, fiyatlama sistemlerinde ortaya çıkan belirsizliklerin planlandığı halde giderilmesi ülkemize duyulan itimadın tekrar inşasında da büyük ehemmiyet taşıyor” dedi.
