‘Tuvalde Devrim’ İncelemesi: Kişisel, Siyasi ve Resim

Belgeselin yönetmenlerinden Sara Nodjoumi, “Tuval Üzerinde Devrim”in ortasında bir arkadaşından bir uyarı alır. O ve babası ressam Nikzad Nodjoumi (yaygın olarak Nicky olarak bilinir), 1980’de İran’dan kaçtığında Tahran Çağdaş Sanat Müzesi’nde bıraktığı resimlerinin hâlâ müzenin bodrum arşivinde olup olmadığını keşfetmeye çalışıyorlar. Bir arkadaş, görüntülü sohbet yoluyla dikkatli olma tavsiyesinde bulunuyor. “Bu sadece bir film” diyor. “Hayatını riske atmak istemezsin.”

Bu abartı değil. Sara’nın kocası Till Schauder’la birlikte yönettiği “A Revolution on Canvas”ta bir tehlike unsuru var. Filmin amacı Sara’nın babasının tablolarını bulmak ve eseri baba ve kızın yaşadığı Amerika Birleşik Devletleri’ne getirmek. Ancak babasını memleketinden ve protesto resimlerinden uzaklaştıran siyasi durum, arayışlarını ve onlara bu konuda yardım eden herkesi tehlikeye atıyor.

Nicky Nodjoumi, Tahran’da öğrenciyken tanıştığı ve ileride eşi olacak sanatçı Nahid Hagigat’ın ardından 1960’larda New York’a taşındı. Ancak Nicky, 1970’lerin sonunda Tahran’a döndü ve Şah’ın saltanatını sanatı aracılığıyla eleştirme isteği duydu. Pop art tekniklerini, klasik İran resmini, illüstrasyonu ve sadece Şah’ı değil her türlü ideolojiyi eleştiren cesur bir vizyonu harmanlayan olağanüstü bir çalışma. Film boyunca bolca serpiştirilen sanatını görmek, onun İran’da neden bir tehlike figürü olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

“Tuvalde Devrim”de birkaç hikaye dikkat çekmeye çalışıyor: Sara’nın aile tarihi, İran’ın siyasi tarihi ve Nicky’nin kayıp tablolarının aranması. Bunların örgüsü inişli çıkışlı ve biraz sinir bozucu olabilir. Neden bir zincirden diğerine atladığımız her zaman açık değildir.

Ancak her bir iplik kendi başına büyüleyicidir. Film, Sara’nın ebeveynlerinin hikayeleri ve özellikle de babasının İran devriminden hemen sonra Tahran Çağdaş Sanat Müzesi’ndeki kişisel sergisi aracılığıyla, devrimden önceki yüzyıl ortası İran’ın tarihini ustaca açıklıyor. Kendisinin ve müzenin aldığı tehditler, resimleri olmadan New York’a dönmesine ivme kazandırdı. O ve Hagigat yıllar sonra ayrıldılar ama birlikte geçirdikleri zamanlar aktivizm, çocuk yetiştirme ve sanatla doluydu.

Exit mobile version