Osman Çakmak’tan boşalan teknik yöneticilik misyonuna getirilen İsmail Pak, AA Spor Sohbetleri’nin konuğu oldu.
Kulüp kadroları mesleğinde Şampiyonlar Ligi başta olmak üzere lig ve kupa şampiyonlukları yaşayan Pak, muvaffakiyetini ulusal ekibe da taşımayı hedeflediğini tabir etti.
“MİSYONUMUZ AĞIR”
İsmail Pak, ulusal ekibe katkı sunan herkese teşekkür ederek, “2003’te yola çıktık, 2022’de dünya şampiyonu olduk. En son noktayı evvelki teknik yöneticimiz Osman Çakmak hocamız koydu. Misyonumuz ağır. Dünya şampiyonu bir grubu yerinde tutmak kolay değil. Daha çok çalışıp Avrupa ve dünya şampiyonu unvanlarımızı sürdürmek istiyoruz.” diye konuştu.
Polonya’da bu ay düzenlenecek Uluslar Ligi öncesi aday kadroyu açıkladıklarını hatırlatan Pak, “Uluslar Ligi’nde Avrupa’nın güçlü gruplarıyla eşleştik. Polonya’dan şampiyon dönmek istiyoruz. Bir haftalık kamp programımız var. İnşallah şampiyonluk getireceğiz.” dedi.
“ASRIN FELAKETİNİ YAŞADIK”
İsmail Pak, zelzelede ampute olan vatandaşları spora kazandırmak için ağır bir gayret harcayacaklarını lisana getirdi.
Sarsıntıda 1 milyona yakın kişinin engelli olduğunu aktaran Pak, “Asrın felaketini yaşadık. Bizim misyonumuz federasyon olarak bu insanlara ulaşıp hangi branşta olursa olsun onları spora yönlendirmek. Zelzele bölgesinden ampute futbola gelecek olanları da sporla toplumsal hayata kazandırmak istiyoruz. Ampute futbola kazandırdığımız insanları seçkin sportmen düzeyine çıkarmayı amaçlıyorum.” diye konuştu.
“LİSANSLI ATLETİMİZ ÇOK AZ”
Türkiye’de 11 milyon vatandaşın engelli olduğunu lakin lisanslı engelli atlet sayısının az olduğuna dikkati çeken Pak, şunları söyledi:
“İran’la çabucak hemen tıpkı nüfusa sahibiz. 250 bin lisanslı atlet sayıları var. Başarılı bir federasyonumuz var fakat atlet sayımız 3-5 binle sonlu. Türkiye’de 11 milyon insan engelli. Maalesef bedensel engelli lisanslı atlet sayımız az. Bir spor kulübü ne kadar engelli beşere ulaşıyorsa o kadar başarılıdır.”
Ampute futbol liginin aşikâr bir marka pahasına ulaştığını da anlatan Pak, “Ligimiz muhakkak bir marka pahasına ulaştı. Doğal ki profesyonel futbolla yarışacak durumumuz yok. Kulüp ve sportmen sayımız az. Sponsor dayanağımız neredeyse yok. Belediyeler ve kimi firmalar olmasa ampute futbolu sıkıntı duruma düşer. Gelirlerin ve sportmen sayılarının artması kıymetli. Biz örnek olarak TFF’yi alıyoruz. Ampute Futbol Harika Ligi de Spor Toto Üstün Ligi örnek alır. Birçok talimatlarımızı oradan alırız.” değerlendirmesinde bulundu.
GELİŞİME ÇOK KATKI SAĞLADI
İsmail Pak, gazi olduktan sonra ampute futbolun Türkiye’deki gelişimine büyük katkı verdi. Pak, Türkiye’nin ampute futbolla 2003’te tanıştığını anlatarak şunları kaydetti:
“Özel kuvvetlerde tim istihbarat uzmanıydım. Çıktığım bir vazife sonucu mayına basarak sol diz altımdan itibaren ayağımı kaybettim. Rehabilitasyon sırasında bize sporu önerdiler. Ampute futbol gözümüze çarptı. Türkiye’de pek tanınmıyordu. 2003 yılında bu branş Türkiye’de yoktu. Yola çıktık ve iki grup oluşturuldu. Sonrasında ulusal kadromuz oldu. Yeni branşta çabucak muvaffakiyet olma ihtimali düşüktü. Yalnızca gazilerin değil, engelli vatandaşların da bu spora katılması için çalışmalar yapıldı. Birinci Dünya Kupası’nda sonuncu oldu. Ülkemizi bu türlü temsil ettiğimiz için çok üzüldük. NATO’yla bir çalışma yaptık, eğitim aldık. Çok şey kattı bu eğitim bize. Sonrasında TSK tarafından bize araç tahsis edildi, 14 vilayet dolaştık ve14 spor kulübü kurduk. Sonrasında da 2009’da ligimiz başladı. Bugünlere kadar geldik.”
