“Düşük faiz, düşük enflasyon” yahut “Faiz sebep, enflasyon sonuç” olarak isimlendirilebilecek ve literatüre tahminen de birinci sefer uygulamalı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçirilen ekonomik model, seçimlerin akabinde atanan Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan ikilisinin attığı adımlar ile sonlandırılmaya çalışılıyor. “Rasyonel tabana dönüş” telaffuzlarıyla iktisatta beyaz bir sayfa açılacağını sıkça lisana getiren Mehmet Şimşek’in yanında, faiz artırımları ile pasif bir görünüm sergileyen TCMB Lideri Hafize Gaye Erkan, piyasaların odak noktasında.
Özellikle son toplantıda faizlerin yüzde 15 düzeyinden 250 baz puan artırılarak yüzde 17,5 düzeyine çıkarılması, yeni idarenin hala bağımsız hareket etmeyerek, Erdoğan idaresinin müsaade verdiği ölçüde faiz artırımı gerçekleştirdiğine yönelik tenkitlerin artmasına sebep olmuştur. Piyasanın şu sıralara gözü kulağı TCMB tarafından belirtilen ek önlem ve sıkılaştırma telaffuzlarının ne derecede gerçekleşeceğine dair ipuçlarında bulunuyor.
Bununla birlikte piyasa aktörleri ortasında her ne kadar yeni idarenin atılımlarını eleştirenler olsa da özellike yabancı yatırımcı cephesinde, kademeli ve görece yavaş faiz artırım atağını olumlu bulan kısımlarda var.
Vanguard’ın Gelişmekte Olan Piyasalar Sabit Getirili Fon Yöneticisi Nick Eisinger, Türkiye’nin büyük bir ödemeler istikrarı meselesinden kaçınması gerektiğini belirterek, ekonomik baskıların idarenin dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurguladı. TCMB tarafından alınan kararların ödemeler istikrarı üzerindeki tesiri ise büyük.
Mart’taki lokal seçimler kritik
Capital Economics’te Kıdemli Gelişen Piyasalar Ekonomisti olan Liam Peach ise yaptığı bir açıklamada, Türkiye’de Mart ayında gerçekleşecek olan mahallî seçimler öncesinde mevcut Erdoğan hükümetinin ekonomik bir sakinlikten kaçınmak istediğini söyledi.
Peach yaptığı açıklamada, “Faiz oranları ve enflasyon ortasında büyük bir boşluk var, fakat yatırımcılar yeni idarenin siyaset değişikliğine hâlâ inanıyor. Yıl sonunda faiz oranı %30’a yükselirse, kademeli bir sıkılaştırma döngüsüne dair inanışlar kuvvetlenebilir” dedi.
Bununla birlikte, GAM Investments Yatırım Yöneticisi Paul McNamara, son devirde krediler tarafında görülen yavaşlamayı işaret ederek “sıcak ve süratli büyüme” sisteminden uzaklaşıldığına dair birtakım işaretlerin yeni iktisat idaresi tarafından piyasalara verilmeye başladığını söyledi.
Kredi büyümesi düşmeye devam ettiği sürece Türkiye’ye karşı daha olumlu bakıyoruz”ifadelerini kullanan McNamara, Türkiye’ye şimdi yatırım yapmadıklarını lakin yatırım yapmak için fırsat kolladıklarını ve buna çokta uzak olmadıklarını söyledi.
TCMB Rezervlerindeki Güzelleşme Dikkat Çekiyor
Reuters tarafından aktarılan bilgilere nazaran ise TCMB’nin rezervlerinde son vakitlerde görülen artış, yabancı yatırımcının ülkenin genel ekonomik gidişatın dair olumlu bulduğu öteki bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Özellik Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) dolar/TL paritesine müdahale etmeyi bırakmasının akabinde Net Milletlerarası Rezervler’de görülen güzelleşmenin yabancı yatırımcı cephesinde dikkat alımlı olduğu belirtilirken, TL’deki kıymet kaybınında sıkı takip edildiği vurgulandı.
Yatırımcılar “Körfez” Dövizlerinin Detaylarını Merak Ediyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ziyareti sırasında üstüne anlaşılan 50,7 milyar dolarlık yatırımın Türkiye’ye ne biçimde ve hangi şartlarda gireceğine dair detaylı bilgi, yatırımcılar cephesinde en çok merak edilen bahislerin başında geliyor. Yatırımcılar ve piyasa aktörleri, bahsedilen 50,7 milyar dolarlık yatırımın Türkiye’ye yarar sağlayacağının altını çizerken, KNG Securities’de Kıdemli Sabit Getirili Satışlardan Sorumlu Davet Kutman, “Türkiye’nin Körfez yatırımını ne halde ve ne vakit alacağı hala net değil, lakin muhakkak yardımcı olacaktır” dedi.
