
Başkanlık yetkilerinin kapsamını belirleyebilecek çok önemli bir davada, eski Başkan Donald Trump tarafından atanan üç kişinin de yer aldığı ABD Yüksek Mahkemesi, Perşembe günü Trump’ın kovuşturmadan muafiyet talebine ilişkin tartışmaları dinledi.
Özel Danışman Jack Smith tarafından açılan dava, Trump’ın 2020 seçim sonuçlarına itiraz etme çabalarıyla bağlantılı dört suçlamayı içeriyor. Bu hukuki mücadele, Trump’ın 5 Kasım’da yapılacak seçimlerde Başkan Joe Biden’a karşı Cumhuriyetçilerin adayı olarak yarıştığı bir döneme denk geliyor.
Trump’ın atadığı isimlerden biri olan Yargıç Neil Gorsuch, mahkemenin “çağlar için bir kural yazdığını” belirterek davanın önemini vurguladı. Gorsuch, bir başkanın özel ve resmi eylemleri arasında nasıl ayrım yapılacağı ve başkanların halefleri tarafından kovuşturulma korkusuyla kendilerini affetme potansiyeli konusundaki endişelerini dile getirdi.
Trump’ın atadığı bir diğer isim olan Yargıç Amy Coney Barrett, Trump’ın avukatı D. John Sauer tarafından sunulan ve bir başkanın resmi eylemleri nedeniyle yargılanabilmesi için azil ve görevden alınmanın ön koşul olduğunu öne süren argümana karşı çıktı. Barrett, görevden almaya tabi olan diğer yetkililerin bu standarda tabi tutulmadığına dikkat çekti ve başkanın neden farklı olması gerektiğini sorguladı.
Sauer, bir Adalet Bakanlığı yetkilisinin 1970’lerde yaptığı yorumlara atıfta bulunarak pozisyonunu savundu ve bir başkanın ancak ceza kanununda açıkça belirtilmesi halinde yargılanabileceğini ileri sürdü. Barrett ve Yargıç Brett Kavanaugh, Sauer’in açıkça belirtilmese de Anayasa’nın II. maddesinde ima edildiğini iddia ettiği başkanlık dokunulmazlığının kaynağını daha ayrıntılı olarak araştırdı.
Kavanaugh bu varsayılan dokunulmazlığı, yine Anayasa’da açık olmayan ancak mahkeme tarafından tanınan yürütme ayrıcalığı ile karşılaştırdı. Başkanlık yetkisinin Kongre’nin düzenleyemeyeceği veya suç sayamayacağı münhasır yönleri olup olmadığını sordu.
Özel danışmanı temsil eden Michael Dreeben, bazı başkanlık yetkilerinin münhasır olduğunu kabul etti, ancak mahkemenin içtihatlarının Kongre’nin resmi eylemleri suç sayan yasalarda başkanı belirtmesini gerektirdiğine katılmadı.
Yüksek Mahkeme’nin şu anda 6-3 olan muhafazakâr çoğunluğu, liberal Yargıç Ruth Bader Ginsburg’un ölümünün ardından 2020 yılında Barrett’in atanmasıyla sağlamlaştı. Gorsuch’un 2017’de atanmasıyla Yargıç Antonin Scalia’nın ölümünden doğan boşluk doldurulmuş, Kavanaugh ise Yargıç Anthony Kennedy’nin emekliye ayrılmasının ardından 2018’de atanmıştı. Bu çoğunluğun vereceği kararlar, başkanlık ve kuvvetler ayrılığı üzerinde uzun süreli etkilere sahip olabilir.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.