Foreks – Tüpraş (IS:TUPRS) ile Türk Hava Yolları (IS:THYAO), Türkiye’nin karbon nötr gayesine ve havacılık dalının karbonsuzlaşmasına katkı sağlayacak kıymetli bir güzel niyet mutabakatı imzaladı.
Tüpraş, İzmir Rafinerisi’nde üretim yaparak Türk Hava Yolları’na Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı temin edecek. İş birliği Türk Hava Yolları’nın Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı tedarikine ait yurt içinde yaptığı birinci muahede olma özelliğini taşıyor.
Türkiye’nin en büyük şirketlerinden Tüpraş ve Türk Hava Yolları (THY), Türkiye’de Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) alanında gerçekleştirdikleri öncü iş birliği ile ülkemizin ve havacılık bölümünün karbon azaltım gayelerine katkı sağlayacak kıymetli bir adım attı. Enerji sektörünün lideri Tüpraş, rafinaj kapasitesi, teknolojik altyapısı ve sürdürülebilirlik vizyonuyla Türkiye’nin güç dönüşümüne istikamet verirken, dünyanın en fazla ülkesine uçan havayolu unvanına sahip olan THY, bu mutabakat ile yolcu taşımacılığındaki liderliğini, çevresel sürdürülebilirlikte de pekiştiriyor. Tüpraş ile yapılan bu stratejik iş birliği, THY’nin SAF tedarikine ait yurt içinde yaptığı birinci muahede niteliğini taşıyarak bölüme örnek olurken Türkiye’nin memleketler arası etraf maksatlarına de katkı sağlayacak.
Öncelikli maksadı Türkiye’nin güç gereksinimini emniyetli ve kesintisiz bir halde karşılamak olan Tüpraş, bölgenin en değerli havalimanlarından İstanbul Havalimanı’nın ana tedarikçisi pozisyonunda bulunuyor ve Türkiye’nin jet yakıtı gereksiniminin %74’ünü karşılıyor.
2021’de “Enerjimiz Geleceğe” mottosu ile açıkladığı Stratejik Dönüşüm Planı kapsamında Türkiye’nin başkan SAF üreticisi olmayı hedefleyen Tüpraş, bu kapsamda İzmir Rafinerisi’nde 2026’da öncelikle mevcut tesislerindeki üretim kabiliyetlerinden faydalanarak üretime başlayacak. Böylece Tüpraş Türkiye’deki birinci SAF üreticisi olacak. Bitkisel ve hayvansal ham unsurlardan üretilmesi planlanan SAF’ın, ömür döngüsü boyunca klasik jet yakıtına kıyasla karbon emisyonlarında %87’ye varan azaltım sağlayabileceği öngörülüyor. Üretilecek SAF, ICAO’nun karbon dengeleme programı CORSIA ile uyumlu olacak ve milletlerarası geçerliliğe sahip sertifikasyonlarla belgelendirilecek.
Bu iş birliği, iki şirketin vizyoner yaklaşımlarını ve rekabetteki güçlü pozisyonlarını bir sefer daha ortaya koyarken, Türkiye’nin güç ve havacılık alanlarında sürdürülebilir geleceğe emin adımlarla ilerlediğinin somut bir göstergesi niteliğinde.
Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, iş birliği muahedesine ait açıklamasında “Türk Hava Yolları ile Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı alanında iş birliği muahedesi imzalayarak ülkemizin karbon nötr maksatlarına katkı sağlamaktan ötürü memnuniyet duyuyoruz. İzmir Rafinerimizde mevcut tesislerimizdeki üretim kabiliyetlerimizden faydalanarak SAF üretimine önümüzdeki yıl başlayacağız. SAF üretim kapasitemizi 300 bin ton düzeyine çıkarmak ismine yeni inşa etmeyi planladığımız ünitemize ait sonuncu yatırım değerlendirmesini yıl sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Havacılık bölümünün karbonsuzlaşması için milletlerarası ve lokal mevzuat kapsamında SAF kullanımı artık mecburilik haline geliyor. Türk Hava Yolları ile yaptığımız mutabakat bugün olduğu üzere geleceğin sürdürülebilir yakıtlarının tedarikinde de Türkiye’nin önder üreticisi olmamız yolunda değerli bir adım niteliğinde. 2050 yılında karbon nötr başkan bir güç şirketi olma maksadımız doğrultusunda; sürdürülebilir rafinajdan sıfır karbon elektrik üretimine, sürdürülebilir havacılık yakıtından yeşil hidrojen teknolojilerine kadar uzanan geniş bir yelpazede yatırımlarımızı kararlılıkla sürdürüyor, ülkemizin ve kesimin düşük karbonlu geleceğine öncülük etmeye devam ediyoruz” dedi.
Tüpraş ile Sürdürülebilir Havacılık yakıtı iş birliğini kıymetlendiren Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi, “Sürdürülebilirlik, Türk Hava Yolları olarak operasyonel mükemmeliyet kadar öncelik verdiğimiz bir alan. Uçuşlarımızın çevresel tesirlerini azaltmak için filomuzu çağdaşlaştırmanın yanı sıra alternatif yakıt kullanımını da artırmaya odaklanıyoruz. Tüpraş ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, sadece SAF temininde değil, Türkiye’nin bu alandaki üretim kapasitesinin gelişimine katkı sunma açısından da stratejik ehemmiyet taşıyor. Havacılık dalında global sorumluluğumuzun şuuruyla, düşük karbonlu tahliller üretmeye devam ederken, ulusal ölçekte kurulan bu tıp iş birliklerinin hem çevresel hem de ekonomik açıdan kaldıraç tesiri yaratacağına inanıyoruz.
2050 yılına kadar karbon nötr olma maksadımız doğrultusunda, tedarik zincirimizden uçuş operasyonlarımıza kadar tüm alanlarda çevresel performansımızı geliştirmeye kararlıyız. Bu iş birliği, sürdürülebilir havacılığın Türkiye’deki geleceği açısından da kıymetli bir kilometre taşıdır” dedi.
