“Tıbbi Kenevir Yasası”na karşı değerli uyarı! Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Sokaklarımızın ABD ve Kanada üzere esrar kokmasını istemiyorsak bu tarihi yanılgıdan dönülmeli.”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, TBMM gündemine gelen kenevirin ilaç hedefli üretiminin önünü açan yasal düzenlemeye dair önemli kaygılarını lisana getiren mektubu TBMM Lideri Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’a gönderdi.
Sağlık alanında düzenlemeler getiren yasa teklifi TBMM Sıhhat Komisyonu’ndan geçerek Genel Kurul’un gündemine geldi. Teklife nazaran kenevirden elde edilen tıbbi eserler, sıhhat ve dayanak eserleri yalnızca eczanelerde satılması koşuluyla hastaların kullanımına sunulacak.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Lideri Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’a hitaben yazdığı mektupta, kenevirin ilaç maksatlı üretiminin önünü açan yasal düzenlemeye dair önemli toplumsal kaygılarını lisana getirdi.
Esrar ‘madde bağımlısı’ hastaların birinci tercih hususu olarak sıklıkla kullanılmaktadır
TBMM Lideri Prof. Dr. Numan Kurtuluş’a hitaben yazılan mektup, yasanın potansiyel tehlikelerini ortaya koydu. Prof. Dr. Tarhan, mektubunda; “Basından elde ettiğim bilgilere nazaran Kenevir Yasası kanunlaşmak için Büyük Meclisimizin gündemine gelmek üzeredir. Kenevir üretimi endüstriyel olarak avantajları bilinmektedir. Fakat klinik uygulamalar için düşürülmüş dozlarda ve formüllerde yüksek riskleri de bilinmektedir. Esrar ‘madde bağımlısı’ hastaların birinci tercih hususu olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Bu hastalar bağımlılık alanında çalışan klinisyenlerin sıkıntı yönettikleri hastalar olmaktadır.” cümleleriyle kenevirin psikiyatri tedavisindeki kullanımına dikkat çekti.
Bu yasa sıhhatte şiddeti artırma potansiyeli taşıyor
Mektubunda, polikliniklerde ve acillerde en çok şiddet çıkaran hastaların bu küme hastalar olduğunu söz eden Prof. Dr. Tarhan, “Bu yasa sıhhatte şiddet”i artırma potansiyeli taşımaktadır. Aile içi şiddet ve aile kurumunun tahrip olmasında doğurganlık ve evlenme suratının düşmesine bu küme unsur kullanma sıklığı ile nedensellik bağı mevcuttur. Toplumda cürüm işleyen ve suça karışan olguların istatistikleri nazaran yüzde 50’den fazlası karışık unsur kullanan hastalardır. Kontrollü hürlük sistemi tarafından en çok denetim edilebilen olgulardır. Bu yasa çıkması ile kontrollü özgürlük sisteminin eli zayıflayacaktır.” öngörüsünü de paylaştı.
Bu uygulama tıbbi esrar ismi altında bile olsa ‘talep patlamasına’ neden olacak
Mektubunda İçişleri Bakanlığınca yürütülen “Arz önleme” çalışmasının da büyük ölçüde sekteye uğrayacağını düşündüğünü kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Bağımlılık ile gayret de birincil, ikincil ve üçüncü muhafaza olarak bilinen ‘Talep azaltma’ çalışmaları daha kıymetli iken bu uygulama tıbbi esrar ismi altında bile olsa ‘talep patlamasına’ neden olacaktır. Risk altındaki gençlerin ve ailelerin ellerine ‘zaten yasal’ dedirtecek yeni bir sorun yumağı verilmektedir. Adalet Bakanlığınca yürütülen ‘Denetimli Serbestlik’ çalışmaları işleyemez hale gelecektir. Zira hastalar idrarda THC (Esrar) olumlu çıkarsa tutuklanırım korkusu ile kullanmaktan kaçınmaktadırlar.” tabirinde bulundu.
‘Tarihi bir hata’ olur!
Bu mevzuyu en son maddeleştiren Almanya’nın ‘zaten denetim edemiyoruz hiç olmazsa denetimli kullanın yaparız diyerek’ devlet acziyetini itiraf ettiğini de lisana getiren Prof. Dr. Tarhan, Türkiye’yi zora sokacak bu süreçte akademik literatür ışığında toplumsal tesir ve bağımlılık salgını ile ilgili tasalarını de şöyle sıraladı:
“‘CBD oil’ ilaç olabilir. Onkolojik ağrı tedavisinde ve Nöroloji uzmanlarınca yaygın kullanım alanı var. Epilepsi üzere MS üzere nörolojik tablolarda öneriliyor. Kanser ağrıları ve çocukluk epilepsisi için kullanımı tıpkı Opium yani Morfin üzere var olan ve önerilen mevzuat eşliğinde uygun kullanılabilir. Memleketler arası akademik literatür, tıbbi kenevir yasallaştırmasının karmaşık bir bahis olduğunu ve hem yararları hem de değerli riskleri bulunduğunu göstermektedir. Tıpkı Morfin gibisi ilaçların ithal edildiği üzere bu da tıpkı sistemle temin edilebilir. 1000 tane hastanın tedavisi düşünmek yerindendir. Lakin yola çıktığımızda verdiğimiz ‘küresel bağımlılık epidemisinin’ Türkiye’ye sıçraması, sosyopsikolojik hasar, kültürel çözülmeyi ve kıymet aşınmasını göz gerisi etmek ‘tarihi bir hata’ olacaktır.
Yasallaşma sonucu yapılan çalışmalarda ‘Madde kullanım bozukluklarında genelde yüzde 25, BM ye nazaran yüzde 33 artış. Kronik evsizlikte yüzde 35 artış. Tutuklama oranlarında yüzde 13 artış’ literatür de bildirilmiştir.”
ABD ve Kanada üzere sokaklarımızın esrar kokmasını istemiyorsak tekrar düşünmeliyiz!
Prof. Dr. Tarhan, teklifin henüz yasalaşmamış olmasının, kapsamlı bir kıymetlendirme ve ek tedbirler için fırsat sunduğuna işaret ederek, “Toplumun sıhhati ve geleceği açısından, bilimsel delillere dayalı kademeli ve sıkı kontrollü bir yaklaşım benimsenmelidir. Bir yararı olan dokuz ziyanı olan hususlar ilaç değil zehirdir. Esrar zayıflatılmış olsa da Morfin üzere değerlendirilmelidir. Bunun için yerli tıbbi kenevir üretimine ilaç biçiminde Tıbbi Kenevir üretimi eklenerek, ‘kapitalist bir kar şehveti hırsı ile hareket edenlerin’ oyununa gelerek ‘hazcılığın kutsallaştırılmasına’ hizmet edilmesi ‘Kötünün Normalleştirilmesi’ sürecine TBMM’imizin sebebiyet vermemesi konusunda hassasiyetimi belirmek isterim. ABD ve Kanada üzere sokaklarımızın esrar kokmasını istemiyorsak tekrar düşünmeliyiz.” diye vurguladı.
‘Kullanımın olağanlaşması istikametinde algı değişikliğine’ sebep olacak
Prof. Dr. Tarhan, 13 Eylül 2024 Tarih ve 32661 sayılı yönetmelikle kenevirin endüstriyel hedefli üretilebildiğini tabir ederek, “İlaç halinde üretimi ve bu husustaki rasyonel olmayan rekabet beklentisi aileye ve toplumsal hayata tesiri önemli bir ‘kullanımın olağanlaşması tarafında algı değişikliğine’ sebep olacaktır. Anne babaların çocuklarına karşı bütün dirençleri kırılacaktır. Bu büyük vebaldir.” ikazında bulundu. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
