Panathinaikos’un yarı finaldeki rakibi ise, bir öteki temsilcimiz Fenerbahçe Beko oldu.
10 Mayıs’ta gerçekleştirilen Panathinaikos’un medya gününe konuk olan Eurohoops; Ergin Ataman ile Yeşillerin dönemini, Anadolu Efes serisini ve Fenerbahçe Beko yarı final maçını konuştu.
Final Four için tebrik ediyorum. Genel olarak bir dönem değerlendirmesi almak istiyorum sizden. Panathinaikos olağan dönemi ve play-off’ları sizce nasıl geçirdi? Oyun genel toplamda sizi tatmin etti mi?
“Normal dönemi aslında geçen döneme misal bir biçimde geçirdik. Döneme biraz duraksamalı başladık. Dönem başında kimi ekstra maçlar kaybettik lakin dönem ilerledikçe grubun temposu, oyun tarzı daha çok oturmaya başladı ve dönem ortalarına hakikat da doruğa ulaştı. Ondan sonra çok kritik sakatlıklar yaşadık ve bunların başında da olağan ki Matthias Lessort’un ayağının kırılması geldi. Onun çabucak ardından de ikinci uzunumuz Ömer Faruk’un ayağı kırıldı. Ömer Faruk yaklaşık 7-8 hafta oynayamadı. Matthias Lesort’u ise 4 aydır kullanamıyoruz.
Lessort, tartışmasız halde EuroLeague’nin son yıllardaki en düzgün pivotu. Alışılmış ki onun sistemden çıkması bizi farklı bir tertibe itti. Orada çok akıllı bir transfer yaptık: Wenyen Gabriel. Ekibe ahenk sağlayabilecek, bilhassa savunma, direnç ve dinamizm katacak bir oyuncuyu takıma dahil ettik. Oyun tarzımızı bozacak bir oyuncuya gitmedik. Ondan da önemli yarar sağladık.
Mitoglou, dönemin ortasına kadar çok düzgün değildi. 4 numarada Hernangomez, geçen yıldan farklı olarak Mitoglou’nun önüne geçti. Ama bu kere Mitoglou’ya 5 numarada yer açıldı ve o da orada âlâ oynamaya başladı. O denli olunca da bu sefer savunmaları daha net açabilmeye başladık. Zira Kendrick Nunn, EuroLeague’in en skorer oyuncusu ve onun üzerine ikili, üçlü sıkıştırmalar gelmeye başladı.
Lakin orada da biz Mitoglou’nu dışarı açarak orada alan yaratmaya başladık ve işler âlâ gitmeye başladı. Sonuçta de dönemi istediğimiz yerde, üçüncü sırada bitirdik. Akabinde playoff alışılmış ki çok güçlü geçti. Anadolu Efes serisinin çok şiddetli geçeceğini biliyordum. Zira Efes, üst üste 8 maç kazanarak Play-off’a girdi ve bu kazandığı maçların içinde ikisi tahminen de EuroLeague’nin en sıkıntı deplasmanlarıydı. Kızılyıldız ve Partizan deplasmanlarını kazandı, 20-25 bin kişilik fanatik seyirciye karşı kazanılan çok kritik maçlar bunlar.
Bu maçlardan birini kaybetse bile play-off’a giremiyordu. Natürel ki Larkin burada çok değerli bir faktör. Anadolu Efes’in performansı, Larkin’in performansına çok bağımlı. Zira Larkin sıra dışı bir oyuncu. Larkin düzgün oynadığı vakit gruba 2-3 gömlek çıta atlatıyor.
Ben de Larkin’in bu periyotlarda uygun oynayacağını biliyorum zati (gülerek). Onunla geçirdiğim beş yıl sonucunda bu deneyime sahibim. O açıdan çok güç bir seri oldu. İkinci maçı burada bütün maçı önde götürüp son konumda kaybettik. Artık yapacak bir şey kalmamıştı. Bütün avantajımızı kaybettik lakin bence serinin kilit maçı üçüncü maçtı.
Orada çok uygun oynadık üçüncü maçta ve seriyi tekrar lehimize çevirdik. Çok sıkıntı bir seri oldu bizim için lakin natürel ki amacımız olan Final Four’a kalmayı başardık.”
Geçen sene EuroLeague yarı finalinde rakibiniz Fenerbahçe’ydi. Bu sene de yarı finalde rakibiniz Fenerbahçe. Fenerbahçe dönemin en istikrarlı takımlarından birisiydi. Ligi ikinci sırada bitirdiler. Siz geçtiğimiz seneye nazaran nasıl bir maç bekliyorsunuz ve genel olarak Fenerbahçe’yi nasıl görüyorsunuz?
“Fenerbahçe güzel bir dönem geçirdi. Bilhassa dönemin ikinci yarısında, Errick McCollum ekibe dahil olduktan sonra atak gücü yükseldi, daha akıllı oynamaya başladılar. Onların da önemli manada uzun badiresi oldu. Beş numarada çok değişik oyuncular kullandı Saras. Sertaç, Melli, Birch… Yeni aldıkları Bango var.
Onun dışında esasen klasikleşmiş biçimde Nigel Hayes orada, Guduric her vakit için kıymetli oyuncu. Devon Hall katkı sağlıyor. Baldwin bir periyot yoktu, sonradan kadroya ahenk sağladı. Fenerbahçe güzel bir grup. Dönemi da istikrarlı geçirdi lakin dediğim üzere bu kadar uzun bir maraton sonunda, bizim bir galibiyet fazlamızla ligi olağan dönemi ikinci bitirdi ve biz Fenerbahçe’yi olağan dönemde iki maçta da yendik. Hem İstanbul’da hem Atina’da.
Lakin bir Final Four maçı. Yarı final maçı, tek maç. Kesinlikle güç olacak. Yani iki ekip da birbirini çok düzgün tanıyor. Saras bizim grubu güzel tanıyor, ben Fenerbahçe’i düzgün tanıyorum. Günlük performans ve o maçı kimin âlâ oynayacağı bence çok değerli olacak.”
Geçen yıldan nasıl farklılıklar bekliyorsunuz? Artık siz Lessort’suz oynamaya da alıştınız ancak Lessort da büyük bir güç ve ekibe katılacak. Fenerbahçe’de birtakım eklemeler oldu dediğiniz üzere, kimi oyuncuların gelişimi oldu ileriye hakikat. Geçen sene size karşı atakta özellikle sorun yaşamışlardı ancak bu dönem daha hamle manasında biraz daha âlâ gözüküyorlar. Siz nasıl bir maç bekliyorsunuz, farklılık bekliyor musunuz?
“Bu soru için çok erken. Zira ben Fenerbahçe’yi son devirlerde playoff maçlarında yahut değerli EuroLeague maçlarında konutta yemek yerken yahut işte oğlumla EuroLeague maçlarını izlerken bir seyirci olarak takip ettim. Hiçbir vakit Fenerbahçe ile yarı final oynayacak bir antrenör gözüyle izlemedim.
Artık önümüzde (Not: Röportaj, 10 Mayıs tarihinde gerçekleştirilmiştir) 13 gün kaldı şu anda. Özellikle Yunan Ligi yarı final serisi biter bitmez Fenerbahçe’yi tahlil etmeye başlayacağım. Fenerbahçe uygun bir kadro. Âlâ oynuyorlar. Vakit zaman hakikaten çok âlâ oynuyorlar. Lakin maçın içinde iniş çıkışları olduğunu hatırlıyorum. O açıdan da kendi önlemlerimizi alacağız.
Onlar da kesinlikle önlemli olacaktır. Biz de yarı final serisi 5. maçında OAKA’da 23 sayı öne geçtik, ondan sonra maçı risk ettik 4 sayıya kadar. İki grubun da maç içinde gelgitleri olabiliyor. Ona nazaran bir stratejik planlama yapacağız.”
