Siyah-beyazlı idare, başta Dikilitaş Projesi olmak üzere kulübün kimi taşınmazlarının kıymetlendirilmesi için kongre üyelerinden yetki isteyecek.
Lider Serdal Adalı ve İdaresi, inanılmaz kongrenin kısa bir vakit dilimine sıkıştırıldığı, projelerin yeteri kadar anlatılmadığı ve kongre üyelerinin telaşlarının giderilmediği tenkitleri ile karşı karşıya kalsa da bu tenkitler karşısında, Beşiktaş yönetiminin ikinci başkanı Hakan Daltaban, kongre ve yetkiler ile ilgili kıymetli açıklamalarda bulundu.
Daltaban ‘Para etsin diye yıllardır beklediğimiz arazi artık pahalandı, o gün bugün’ diye konuştu.
Kulübün faiz yükünün artık baş edilemez hale geldiğinin söyleyen Daltaban “Her gün faiz ödemekten canımız yanıyor, yıllık 50 milyon dolar faiz ödemek yerine bu parayla 5 futbolcu alabiliriz’ formunda konuştu. Dikilitaş projesinde Emlak Konut ve Ziraat Bankası’yla çalışacak olmalarının kıymetinde değinen Hakan Daltaban, proje ile ilgili tasaları olan kongre üyelerine her türlü bilgiyi vermeye hazır olduğunu söz etti.
Hakan Daltaban, yaptığı açıklamalarda sarsıntıya karşı güçlendirme gerekçesiyle 2.5 yıldır atıl halde bulunan Akaretler’deki binanın, artık gelir getirecek formda değerlendirilmesinin vaktinin geldiğini de söyledi.
Çok eleştirilen SPK artırımıyla tarihin en büyük borç ödemesini yapan idare olduklarının altını çizen Daltaban, “Popülist davranmıyoruz, palavra söylemiyoruz, tenkitleri dinliyoruz lakin üflemelere de kulağımız kapalı” dedi.
Kongre yapılacak salonunun kapasitesinin 10 bin bireye çıkartıldığını belirten Hakan Daltaban bütün kongre üyelerini pazar günü salona çağırdı.
HAKAN DALTABAN’IN SÖZLERİ ŞU HALDE:
“Açıkçası kendim ismine çok heyecanlıyım. Yıllardan beridir Beşiktaş topluluğunun içinde varolan, projeleri hürmetle karşılayan ve yeni projeler geliştirilmesini düşünen anlayışın başında geliyorum. Öncelikle 1 aylık bir idare sürecimizde bir an evvel topluluğumuzla paylaştığımız bir proje bu. Bununla ilgili bir grup topluluktan duyduğumuz tenkitlerin birden fazla haklı olabilir. ‘Efendim bir algı yapmadan direkt hayata sundunuz bu projeyi’ kısmını şöyle anlatabilirim; bu projeyi karnesi pek uygun olan bir çocuğun koşarak ailesine muştuyu vermesi üzere değerlendirdik ve nitekim çok heyecanlıyız. Bir an evvel bu projeyi topluluğumuzla paylaşmak ismine tahminen süratli hareket etmiş üzere görünüyor olabiliriz, ancak gerek liderimizin daha önceki basın toplantısına, gerekse en son divan heyetinde anlattığı üzere, sahiden bu kulüp sokağa çok önemli paralar atıyor. Faiz yükü günde 125 bin euro, yani 5 milyon lira ortalama. Senede de biz 40-50 milyon dolar üzere bir parayı faiz ismi altında sokağa atıyoruz. Evet burada topluluğun haklı olduğu kimi şeyler olabilir ancak tam bir bilgilendirme manasında ben biraz daha olaya ayrıntı vermek isterim.
Biz elimizdeki varlıklarımızın pahalı olan imara açık yahut mülklerimizi satmanın dışında nitekim Beşiktaş’ta altın olarak bulunan ve hakikaten buraya imar çıkması çok mümkün olmayan bir projeye liderimizin ve idare heyetinin, bilhassa kamuda doğurduğu hürmet ve inanç sonucunda çok önemli adımlar atabildik, emelimizin halis ve projelerinde Beşiktaş’ın borcunu kapatmaya yönelik olduğundan ötürü duyulan bir itimat bu. Biliyorsunuz itimat şöyle bir şeydir, inanç karşı tarafa verdiğiniz ve nitekim sonunda da ‘evet söyledikleri üzere yapacaklar’ anlayışının var olduğu bir anlayıştır. Topluluğumuzun en büyük sorunu, biz maalesef son vakitlerde topluluk olarak çok önemli bir inanç kaybettik. Bilhassa son 1 sene içerisinde, verilen kelamların tutulmaması, taahhütlerin verilmemesi, yerine gelmemesi üzere bir husustan ötürü topluluğumuzun temkinli yaklaşıyor olmasını çok güzel anlıyorum. Biz de tahminen idare olarak bunun bedelini ödüyoruz, bunun çok farkındayız lakin bizde buraya bedel ödemeye geldiğimizi biliyorduk zati. O denli olduğu için algı yapmak bizim marifet alanlarımızda değil. Biz hayatı idare usulü olarak çok düz yaşayan Beşiktaş üzere siyah ve beyaz yaşayan, ortada grileri bulundurmayan bir anlayışa sahibiz. Biz bununla ilgili adım atabileceğimizi, olumlu haberleri gördüğümüzde bir an evvel topluluğumuza koşup onlara bunu anlatmakla ilgili biraz süratli hareket ettik. Bir de canımız yanıyor her gün faiz, bu kulübün faiz ödüyor olmasından ötürü da canımız yanıyor. Sahiden Beşiktaş’ı sahipleniyor olmanın ve sahiden yaşanan problemlerin ve faiz yükünün Beşiktaş’ın yarınlarına nasıl pürüz olduğunu bildiğimizden dolayı’ koşarak topluluğumuzla kucaklaşmak için bu genel şura davetini yaptık. Bu yüzden şimdiden genel heyete gelecek ve burada bize takviye verecek herkese şu anda yürekten teşekkür ediyorum.”
“BİRLİKTE ÇALIŞMAMIZ ÇOK ÖNEMLİ”
Proje ile detaylı bilgiler vermeye devam eden Daltaban konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Projeyi biraz detaylı anlatmak gerekirse, ben topluluğumuzda fikir sahibi olan ve topluluğun önünde gelenlere ne demekse yeniden de bu türlü isimlendirilen insanların birçoklarıyla konuşurum. Çok enteresan bir halde, ‘ya sahiden harika, bu projeyi nasıl imar alabildiniz?’ diyen insanlarında, art planda ‘ya işte Beşiktaş’ın mülkünü satıyorlar.’ üzere algılar yaptığında da üzülüyorum. Bakın Beşiktaş’ta yeni bir devir başlıyor, bu periyodu daima bir arada başlatmak zorundayız. Biz son 14 ay içerisinde 3 defa seçime gitmiş, biri vekaleten olmak üzere 4 lider değiştirmiş ve istikrardan uzaklaşmış bir camiayız Beşiktaş kulübü bunu hak etmiyor. O denli olduğu için biz topluluğumuza çok inanıyoruz. Onların tenkitlerine, onların teklif ve fikirlerine her vakit kulak vermiş bir organizasyonuz. Örneğin birinci kongre davetiyle ilgili yaptığımız metinle ilgili tenkitler vardı, çabucak divan heyetiyle kol kola girdik, onları çok önemsiyoruz. Onların fikirlerini, toplulukta deneyim sahibi olan insanların fikirlerini çok önemsiyoruz. Tekraren toplantı yaptık, bütün tekliflerini dikkat ve hassasiyetle dinledik ve daima birlikte mutabık kaldığımız bir metinde uzlaştık. Orda evet topluluk da haklı olarak ‘ya trampa ne demektir’ rehin üzere hipotek üzere insanları rahatsız edecek kavramların hukuken olduğunu anlatamadık tahminen lakin bunların hepsini düzelttik. Yeni metinle birlikte topluluğumuzun karşısına çıktık. İnanın bu projeden gelinecek gelir liderimizin anlattığı üzere yaklaşık, bu olağan Emlak Konut’la ilerleyeceğimiz sürece bağlı. Emlak Konut burada çok kıymetli. Emlak Konut devleti temsilen bir kurum olduğu için, bizim tarafımızdan da rahat edebileceğimiz, en azından bir grup söylentilerin yahut bir grup istismar edilebilecek algılarında önüne geçebilmek ismine değerli bir atılımdı ki, bankalar konsorsiyumunda en büyük mükellefiyetimiz olan Ziraat Bankasını da işin içine aldık. Buradaki en büyük öykümüz Beşiktaş’ın borcunu kapatmak, bankalara olan borcunu kapatmak ve faiz yükünden kurtarmak.”
“FAİZ YERİNE 5 FUTBOLCU ALABİLİRİZ”
“Bakın tahminen Beşiktaş topluluğu birinci defa bu türlü bir projeyle yüzleşiyor olabilir ancak şunu görmezden gelmeyelim, rakiplerimiz dördüncü, beşinci tahminen de altıncıyı yapmaya hazırlanıyorlar. Kendi ortalarında bu kadar, bu biçim hususlarda birlik ve beraberliğin o geçmiş periyotlarda olduğunu ve şu andaki grup bütçelerine yansıdığını da rahatlıkla görüyoruz. Tekraren liderimizin da bahsettiği üzere, futboldan gelen gelirlerle ve futboldan gelen kaynaklarla mevcut borcu düzeltip Beşiktaş’ın futbol yarınlarını yazabilmemiz mümkün değil. Şöyle düşünün 50 milyon dolar faiz ödeyebileceğimiz bir yerde Beşiktaş’a 10 milyon euro bedelinde 5 futbolcu alabilmemiz varken biz bu faizi ödemenin kaygısındayız. Buradaki en büyük sıkıntı Beşiktaş’la dertleniyor olmamız. İnanın Beşiktaş’la bir arada içimizin acıyor olması, çok üzülerek söylüyorum ben çok uzun vakitten beridir bu topluluğun içerisindeyim, açık tribün, eski açık, yeni açık ve aşağı üst 20- 25 sene de hayatını geçirmiş, oradaki insanların ruhunu bilen, beklentilerini bilen, neye üzülüp neye dertlendiklerini çok uygun yaşayan biriyim. Tahminen son 20 seneye atıfta bulunmak istiyorum. Evvelden Beşiktaş çok büyük bir güç, Beşiktaş’ın gücüyle kendi işlerinin peşine düşen anlayıştan yalnızca Beşiktaş’la dertlenen ve yalnızca Beşiktaş’ın çıkarlarını kullanmaya gelen bir anlayışa geçmiş durumdayız. Bu manada liderimiz buraya çok yeterli liderlik yapıyor. Hakikaten birlikte yol arkadaşlığı yaptığım için çok gururluyum, zira o saygınlığı kamunun her tarafında, topluluğun her tarafında görebiliyorum. Popülist olmaktan uzak olduk, insanlara tutamayacağımız hiç kelam vermedik, yapamayacaklarımızı söylemedik. Bu topluluğun bir birlik ve beraberliğe, iki itimat hissini tekrar alma muhtaçlığı var. Artı kaos bitmedi, kendine koltuk arayan kıymetli arkadaşlarımın 3 sene daha beklemelerini rica ediyorum. Bu kulübün kaybedecek bir günü bile yok. Bu manada genel konseyin iradesiyle vazifeye geldik, 3 sene boyunca da sonuç ne olursa olsun, genel heyetin iradesi ne olursa olsun buraya bütün hazırlıklarımızı, bütün planlarımızı yaparak geldik fakat işin doğrusunu anlatıp bunun için gayret etmek zorundayız. O yüzden pazar günü bu projeye dayanak verebilmek için herkesi genel konseye bekliyorum.”
“ŞİMDİ PAHALANDI, O GÜN BUGÜN”
“Biraz önce bahsettiğim üzere ben ikiye ayırıyorum bir; işi manipüle edenler var bunları bir kenara koyuyorum, hiçbir vakit muhatap alabileceğim beşerler değil, iki; sahiden hassasiyetle tenkit yapanlar sonuna kadar haklılar, bir az evvel bahsettim bu topluluk itimat hissini kaybetti. Bu topluluk bugüne kadar kandırılmış hissini çok fazla yaşadı. Bu manada yapılan tenkitlerin hepsine sonuna kadar katılıyorum, anlaşılamayanlar vardı merak edilenler vardı. Biz de bu manada sahiden kısa vakitte çok gayret vermeye çalışıyoruz. Geçen hafta genel kurul öncesinde divan kurulu öncesindeki tenkitlerle, sonradan rahatlamış olan bir kesim bizi epey rahatlattı. Ben toplulukta ben çok kolay ulaşılabilen biriyim. Şayet Dikilitaş ile ilgili ayrıntı bilgiye sahip olmak isteyenlere bilgi verebilirim 24 saat bilgi verebilirim, bizim bunları nasıl yaptığımız ile ilgili bir ekip paylaşımlarımız çok rahat olamayabilir, Bu manada Dikilitaş ile ilgili tenkit yapanları birçoklarına ‘Dikilitaş yeri nerede’ diye sorduğunda birçoklarının bilmediğini öğrendim. Şöyle düşünün dağın başında bir yeriniz var Bir gün para etsin diye bekliyorsunuz ve bu fırsat bugün geliyor işte O gün bugün. Ömür boyunca imar alınamaz denilen bir yere bu ön muahedeleri yapmış ve buradaki kaynağı da nitekim Beşiktaş’ın borçlarını kapatmak üzerine kullanmış olduğumuzu bildiğinden ötürü kamu da bize son derece takviye oldu. Bakın, misyona geldikten sonra tarihin en kıymetli borç kapatmasını yapan bir idare heyetiyiz. Yani biz gelen paraları oraya buraya transfere çarçur etmeyi de gördük lakin bizim bizim gayemiz Beşiktaş’ın geleceği ve şunu unutmayın Biz bir futbol kulübüyüz Biz Spor kulübüyüz ancak taraftarımızın %90’ı futbol ekibi üzerinden keyifli oluyor herkesi keyifli ettiğimiz en büyük enstrümanımız futboldur. futbol yapılanmasında bu gayrimenkul yapılanmasını gerçekleştiren rakiplerimiz 20 milyon 25 milyon 30 milyon euro bonservis bedelleri ödeyebiliyorken şu an bizim Bu sayılar ödememiz maalesef mümkün değil. Kulüp yöneticiliği çok sıkıntı bir iştir, aslında bir Holding yönetiyoruz, Bir taraftan da camiayı yönetiyoruz. Biz burayı ne yalnızca holding yönetir üzere yönetebiliriz ne de Kulübü batırmak ismine yalnızca camiayı yönetir gözüyle, popülist davranıp herkese güzel görünüp kulübü batırmak yoluna gidebiliriz, bizim dengeyi hakikat yere kurabilmeyi becerebildiğimizi düşünüyorum. O yüzden Beşiktaş’ın yarınları ismine Bu proje çok kıymetli. Bizim aslında genel heyet unsurlarımızdan bir tanesi Dikilitaş projesini onaya sunmak, İkincisi de bundan sonra geliştireceğimiz gayrimenkul projeleri ile ilgili. Biz bununla kalmıyoruz sevgili liderimizin muştuyu verdiği üzere, onayları aldığımız için rahatlıkla söyleyebiliyoruz ancak daima temkinli kalmak kaydıyla 100 dönüm de havalimanının yanındaki bir arazi ile ilgili bir aksiyon alacağız. Bir taraftan da yeni mülkler kazandırmaya devam edeceğiz, zira biz buna devam etmek zorundayız. Elbette ki burası bir inşaat şirketi değil, bir spor kulübü, fakat bizim endüstriyel futbolda geleceğimize gidebilmemiz için biz ticari enstrümanları kullanmak zorundayız. Bundan 20-25 sene önce biz Hikmet Çetinlere yahut hürmet duyduğumuz bürokratlara Lider olması için rica ederken şu anda cebinde 50 100 milyon eurosu olmayan hiç kimseye başkanlık öneremeyiz. Bu kulübün dönebilmesi mümkün değil lakin Beşiktaş’ın gerçeklerle liyakat sahibi ancak kendi manasında ‘eskiden romantik dediğimiz’ lakin gerçekte de olması gereken bir şey var; kendi kaynakları ile dönen bir kulüp ve bunu yöneten güzel profesyonel düzgün yöneticiler. Bizim buraya gelebilmemiz için de bu üslup projeleri yapabiliyor olmamız lazım. Beşiktaş’ın yarınları için çok kıymetli bir iş. Ben hayatımı Beşiktaş’ın Ali menfaatleri için hengame vermiş biriyim. Son derece içime sinen bir proje ile ilgili genel konseyden yetki alma savaşı veriyorum. Umarım kabul görür, esasen divanla kurmuş olduğumuz komitesi, şayet kabul görmesi halinde daha da büyüterek Beşiktaş’ın dinamiklerini, inşaattan anlayan yahut finanstan anlayan şahıslarla bir komite kurarak son derece şeffaf açık bir halde, rakiplerimizle mali farkı kapatacak formda devam ediyoruz, birden fazla projemiz var çok heyecanlıyız. Gece gündüz çalışıyoruz ancak birden fazla vakit niçin çıkıp konuşmuyorsunuz ikinci Lider konuşmuyor as Lider konuşmuyor üzere tenkitler var. Bu kulübün bir tane başkanı var, başkanımız kamuoyunu bununla ilgili bilgilendirir. Biz çalışmaya geldik savaşmaya geldik. Gerektiği vakitlerde Bizler de kamuoyuna sesleniriz”
“AKARETLER 2.5 YILDIR ATIL HALDEYDİ”
“Bizim aslında bu genel heyetle ilgili ana gündemimiz Dikilitaş’tı. Natürel dikilitaş ile ilgili genel şuraya gitmişken topluluğun fikrine, onlarında fikirlerine muhtaçlığımız olan birtakım durumlar vardı bunları da yanına ekledik. Akaretler de bunlardan bir tanesi. Akaretler’i kısaca özetleyeyim size. Akaretler, biliyorsunuz bizim Akaretlerde var olan plazalardan birisi ancak burası sarsıntıyla alakalı bir kadro meseleler yaşadığı ve güçlendirme gereksinimi olduğundan ötürü yaklaşık 2 buçuk yıldan beri atıl bir halde duruyor. Yani 2 buçuk yıldan beridir buraya bir güçlendirme yapılmadı, güçlendirme yapıldığı için kiraya verme uğraşları olmadı. 2 buçuk sene boyunca da burada kaybettiğimiz bir gelir var. Hani birileri diyordu ya Beşiktaş’ın mallarına sahip çıkın, Beşiktaş’ın mülklerine çökmüşler diye. Hayır işte bizim söylemeye çalıştığımız da Beşiktaş’ın var olan varlıklarını hayata geçirmek. Akaretler bunlardan bir tanesi. Orada olur ya, burayı bir defa güçlendirme ihalesine verdik ve güçlendirme operasyonuna başlıyoruz. Yalnızca Akaretler’den daha fazla gelir elde edebilmek için sanki bir otel konseptiyle anlaşıp onlarla yıllık kiramızı daha çok arttırabilir miyiz sıkıntısında olduğumuz için bu maddeyi ihale ettik. Burada doğal büyük markalar geldiğinde ve büyük yatırımlar yaptığında 10 seneyi aşan bir grup mukaveleler istiyor olabilirler. Yani ‘ben buraya bir yatırım yapacağım sen yarın öbür gün bu mülkü satarsan’ tasasıyla tapu şerhi ve uzun vadeli kontratlar istiyorlar olabilirler. O denli olduğu için bizde genel heyete çıktık. Bu biçim alternatifleri kullanabilmek ismine genel konseyden yetki istiyoruz. Esasen Beşiktaş’ın mülkünün satılabilmesiyle ilgili bir korkumuz yok, bundan sonra da o denli bir şey olacağını öngörmüyorum. O denli olduğu için yatırımcıların bize satılamayacağı ile ilgili bir teminat istemesi kelam konusu. Şimdi anlaşılmış bir marka yok ancak biz bu yetkiyi alabilirsek, tahminen bu yetkiyi kullanmayacağız fakat alabilirsek çok güçlü firmalara güzel fiyatlara kira verebilme talihimiz olacak. Akaretler konusu yalnızca budur fakat Beşiktaş’ın kaybedilmiş gelirlerini elde etmek ismine güçlendirme ihalesine çıktık ve çabucak onun çalışmalarına başladık. Geldiğimizde yaptığımız birinci ataklardan biriydi esasen.”
“ESKİ KARARI TEKRARLIYORUZ”
“Benzin istasyonu ile ilgili, evet kısaca ben mevzuyu özetleyeyim sonra da bir yorum yapayım. Orada aşağı üst çok uzun vakitten beridir daima sorun halinde devam eden bir süreç var. Oradaki kiracıların bize açmış olduğu yaklaşık 10 milyon dolarlık bir dava riski var Beşiktaş’ta. Kısaca şu an 240 bin lira kira ödenilen bir varlığın 1 milyon 200 bin liraya çıkarılması, hatta onlardan bir 3 milyon lira civarında da aldık üstüne. Genel davalardan feragat etmek, hakları da elimizde kalmak kaydıyla risk olan davalardan da vazgeçmeleri karşılığında, genel heyetten istediğimiz, (aslında bizden önceki imajlarda seyretmiştim) bir önceki periyodun genel sekreterinin genel şuraya yaptığı ve alkışlarla kabul edilen bir maddeyi tekrarlıyoruz. “
“KAN AĞLAYAN, İÇİ ACIYAN HERKESLE YOL ARKADAŞIYIZ”
“İşin enteresan tarafı, evet nitekim topluluğun birtakım büyüklerinin tavsiyeleri hakikat. Evvel algı yapacaksın sonra çıkacaksın. Biz algıdan – malgıdan anlamıyoruz, maalesef algı işlerini de beceremediğimiz için bedel ödüyoruz. Dediğim üzere biz algılarla gitmeyeceğiz bundan sonra da bu türlü davranmayacağız. Siyah ya da beyaz üzere gideceğiz. Beşiktaş’ın ismi menfaatleri uğuruna olan her projede topluluğun karşısına çıkacağız. Kendi yetkimizde olan birtakım mevzularda bile genel şuranın iradesine başvuracağız. Ki bu unsurlardan bir iki tanesi tahminen üç tanesi genel şuranın iradesine başvurmadan bizim alacağımız kararlar fakat bakın bugüne kadar bu türlü algılanmış olabilir lakin burası babamızın çiftliği değil. Burası BJK, Türkiye’nin en büyük topluluğu. Bizim topluluğa karşı olan inancımızı, paylaştığımızı, kimi bahislerde onlardan fikir alma hassasiyetimizi bizim aleyhimize kullanmasınlar. İtinayla bu olayı sabote eden arkadaşlara sesleniyorum, derdiniz Beşiktaş ise lütfen yapmayın. Zira bu Beşiktaş’ın yarınları, başarısı yalnızca birlik ve beraberlikle olur. Harikulâde seçimlerle, sıkıntı durumda gördükleri devirlerde pusu kültürleriyle bu toplulukla oynamaktan artık herkes vazgeçsin. Biz buna müsaade vermeyeceğiz, bedeli ne olursa olsun müsaade vermeyeceğiz. Tek kaygımız Beşiktaş Beşiktaş’ta içi acıyan, Beşiktaş’ta kan ağlayan herkesle yol arkadaşıyız. Benimle birebir düşünmüyor, bana oy vermemiş olabilir. Sevgisi ve sevdası Beşiktaş olan herkesle biz her türlü buluşuruz. Biz, bundan sonra da görecekler bu kulübü topluluğumuzla bir arada yöneteceğiz. Biz yalnızca dikilitaşta bir genel konseye gidebilecekken topluluğumuzun iradesine, topluluğumuzun inancına, topluluğumuzun sağ duyusuna güvendiğimiz için biz oraya 6 unsurla gidiyoruz. Bana topluluğum hayır Beşiktaş idaresi bunu yapma dediği mevzuları yapmayız, evet bunu yapabilirsiniz dediği hususlarda da içimiz rahat en güzelini yapmaya çalışırız. Bundan sonra farklı bir idare anlayışını görmeye topluluğumuz hazır olsun. Ben şeye girmiyorum, hani ben toplumsal medya zati okumuyorum takip etmiyorum. Hatta sevdiklerime bana bunlarla ilgili olumlu yorumları dahi söylemeyin diyorum. Yapmayın, bu topluluk Beşiktaş topluluğu, Türkiye’nin en büyük topluluğudur. Biz ne vakit birlik beraberlik olmayı becerebilir, omuz omuza vermeyi becerebilir, gerek tribünde gerek genel heyet iradesinde, gerekte dünyanın her tarafındaki Beşiktaş taraftarıyla bir arada olursak bu topluluğun önünde hiç kimse duramaz.”
“TARİHİN EN BÜYÜK BORÇ ÖDEMESİNİ YAPTIK’
“Beşiktaş’ta yönetici olmak, Beşiktaş’ta lider olmak eleştirilmeye tahammül etmek demektir ancak bu tenkitler yerli ve yerinde olduğu sürece. Evet bizim isteğimiz gönlümüzden geçen bedelli sermaye arttırımındaki rüçhan haklarının hepsinin kullanılmasıydı. Zira biz sahiden yüzde 400 üzere bir arttırıma onay aldık bu çok kıymetli bir işti. Artık başarısız oldu derken, başarıyı bu arkadaşların neyle ölçtüğünü ben anlayabilmiş değilim. Genel şura üyelerine tek tek soruyorum, bunun için çok fazla matematik bilmeye de gerek yok. Biz sermaye arttırımına girdiğimizde yüzde 51 payımız vardı. Sermaye arttırımı bittiğinde yaklaşık 1 buçuk milyar lira para topladık ve yüzde 51 olan payımızı de yüzde 70-71’lere çıkarttık. Artık Beşiktaş’ın cebinden bir lira para çıkmadı, 1 buçuk milyar lira topladı ve bununla gitti tarihin en büyük borç ödemesini yaptı. Bununla ilgili har vurup harman savurmadı, günlük ödemelere kullanmadı direkt borcu kapattı, o borcunda faizini kapattı. Bir tarafta yüzde 51 den payımız de yüzde 70 e çıktı. Artık bu maddeyi niçin getirdik? Bizim zati kanunen var olması gereken yüzde 51’lik payımızın üzerindeki yüzde 19’luk kısmı yarın öbürki gün değerlendirildiğinde tekrar eski kurallara, yani sermaye arttırımına çıkmadan evvelki orana gelmek için genel kurumdan yetki istiyoruz yalnızca budur. Yani hem 1 buçuk milyar lira topluluktan para toplayıp hem de yüzde 19 ‘daki pay oranını çoğaltma kısmının neresini başarısızlık olarak gördüğünü ben anlamıyorum. Velev ki 1 buçuk milyar lira başarısız oldu 4.2 milyar lira toplanabilecekken. Cumartesi günü Divan Heyeti’nde liderimiz çok gerçek bir açıklama yaptı. Bu eleştirenler ve bunu başarısızlık olarak görenler, görenler de olabilir bu ortada herkesin fikrine saygılıyız. Liderim tek tek sordu, ‘hisse senedi aldınız mı’ ‘hayır almadım’ ‘siz aldınız mı..siz aldınız mı?’ Bakın bu topluluğa öncelikle inanç hissini vereceğiz, sonra birlik beraberliğe vereceğiz, sonra da herkesin elini taşın altına sokmasını sağlayacağız en büyük isteğimiz bu.”
“BEDELİNİ BİZ ÖDÜYORUZ”
“Camiayı çok uygun anlıyorum, bugüne kadar hakikat yönetilmemekten, makus transferlerden, tahminen makûs niyetli anlayışlardan ötürü, verilen kelamların tutulmamasından ötürü başlarda soru işaretleri olması kadar olağan bir şey yok. Bakın geçmiş periyodun maddi ziyanından bahsediyoruz değil mi, denetleme kurulu açıklıyor mesela, bunların hepsini telafi eder Beşiktaş kulübü, lakin yitirilen inanç hissini topluluğun saf pak hisleriyle oynanmasının bedelini biz ödüyoruz. Bu hisleri tamir etmek çok sıkıntı. En büyük dileğimiz en büyük gayemiz de topluluğun sahiden kendini kandırılmış hissedilmesinin önüne geçmek. Bence en büyük projemiz de bu, yapacağımız en kıymetli iş bu. Şunu topluluğumuz bilsin hiçbir vakit tutamayacağımız kelamlar vermeyeceğiz, yapamayacağımız şeyleri yapacağız demeyeceğiz, beğenilen görülmek ismine yüksek vaatlerde bulunmayacağız zira tek kaygımız Beşiktaş. Elbette herkesin doğrusu farklı olabilir, herkes hakikat yoldan gitmeyip farklı yollardan gitmeyi düşünüyor olabilir. Biz kendi doğrularımızdan sapmadan, kendi planlamamız doğrultusunda Beşiktaş’ı yönetmeye devam edeceğiz.”
“KARARI GENEL HEYET VERECEK”
“Maddelerden bir tanesi de Aşçıoğlu hususu. O da bizim yönetim kurulu olarak karar verebileceğimiz bir bahis. Artık orada bir tane ekstrem var; Ben kendi malım olsa nasıl davranırım, Beşiktaş’ın malı olduğu vakit nasıl davranmalıyım? Ben kendi malım olsa mevcut kiracıyla anlaşırım. Var olan geçmiş periyot kiralarını alırım ve önümüzdeki devir kiralarını arttırırım fakat var olan bir dava kelam konusu. Burası benim babamın çiftliği ve benim babamın malı olmadığı için biz burada karar almak yerine genel konseye gidip sormayı tercih ettik. Onu da açık açık anlattık. Genel şurada tekrar tane tane protokol hususlarına kadar açıklayacağız. Yani kiracının oradan bizden bir talebi var. Oturduğum süre bedelsiz 5 sene daha oturayım başka kiraları ödeyeyim ve alt kiracıları devredeyim. Aksi taktirde topluluğun değerli insanlarıyla hukukçularıyla konuşuruz bu davanın 2 3 sene daha sürebileceği konusunda bir görüş var. Bizde hakikaten topluluğumuzla birlikte Beşiktaş’ı yönetebilmek hissine sahip olduğumuz için bunu da ekledik buraya. Karar verebileceğimiz bir unsurda ‘hayır abi genel konseyin iradesi her şeyin üstündedir onlar ne düşünüyor’ sorusu bu. Oradan, bizim bir insiyatifimiz yok. Ben tekrar söylüyorum yahut başkanımız veya yönetim kurulu üyelerimiz kendi şirketlerimizde tıpkı bahis olsa bir karar alırız lakin burası bizim babamızın malı değil. Biz burada birine parasız oturabilirsin yahut işte bilmem ne yapabilirsin diyemeyiz. Diyebilmemiz için ayrıntılı ve detaylı anlatmamız lazım, evet genel konsey dönüp bize tamam bu kaidelerde verin Beşiktaş’ın gelirlerinden mağdur olmasın derse onu yaparız, hayır dava devam etsin derse onu yaparız. Bunu da genel konseyin takdirine sunmak için gündem hususlarını çoğalttık.”
“YALAN SÖYLEMEYECEĞİZ”
“Biz demokratik idare usulüne inanan bir idare heyetiyiz. ‘Biz yaptık oldu’ anlayışını bu topluluk çok gördü bugüne kadar. Kararlar alındı, hesaplar soruldu sorulamadı, bizde olmayacak. Bu genel şura unsurları de bunun göstergesidir. Biz hakikaten topluluğumuzun bakış açılarını, sahiden yürekten tenkitlerini çok önemsiyoruz. Biz topluluğumuza karşın hiçbir şey yapamayız, bizden sonrakiler de yapmamalı. Bu sürecin ne kadar şeffaf yönetildiğini bundan sonra da bu topluluk görecek. Çok kıymetli bir proje var, virajındayız, benim içim kıpır kıpır Beşiktaş’ın yarınlarını gördüğüm için. Beşiktaş’ın cebinde tomar tomar parası olmayan insanlara lider olabilme hakkı verebileceği için. Ben çok heyecanlıyım. Bakın Beşiktaş’ın en büyük kederi ‘az olsun benim olsun ancak benim olsun’. Bizde bu anlayışın olmadığını göreceksiniz. 3 yılımız var 3 sene içinde Beşiktaş’ın yarınlarını hazırlık yapmış bir yönetim kurulu üyesi olarak tarihe geçmek, benim evlatlarımı bırakacağım en büyük mirastır. Hiç birimizin kaygısı koltuk değil. Popülist davranmayacağız, palavra söylemeyeceğiz öykü anlatmayacağız, Neyse husus paylaşacağız, bu genel şura da bunun en büyük örneğidir. Topluluğuma sesleniyorum, topluluğumun oyun oynayan bireylerine sesleniyorum isim kıymetli değil, Ben herkesi tenzih ediyorum lakin kaostan beslenmeyi bırakın. Beşiktaş topluluğu taş üstüne taş koyan herkesi sırtında taşımıştır, bunu hiçbir vakit unutmayın. Beşiktaş siyaseti geriden dolaşma siyaseti değildir Lütfen bunları yapmayın gelin herkese kucağımız açık kollarımız açık birlik beraberlik halinde olalım.”
“ELEŞTİRİLERİ DİNLİYORUZ FAKAT…”
“Bizim tekliflere gereksinimimiz var bir omuza daha muhtaçlığımız var. Bizim tek kaygımız Beşiktaş. Vazife süremiz 3 yıl. 3 yıl boyunca bir tane duamız var ‘Rabbim bize birebir saygınlıkla topluluğa dönmeyi nasip etsin’ Benim o tribünlere birebir saygınlıkla dönmeyi Allah bana nasip ediyorsa, benim evlatlarımı bırakacağım en büyük miras budur, liderimizin budur, idare heyetimizin budur. Tek kaygımız Beşiktaş, bildiğimiz hakikat yoldan gidiyoruz. Tenkitleri dinliyoruz lakin üflemelere kulağımızı kapatıyoruz. Kaostan beslenen bir siyaset bir sanayi haline geldi, topluluğum ismine üzgünüm. Bunları söylemek zorundayım bakın her seçim trollerin terk etmek kapısı demek. Kendine koltuk bekleyenlerin ağzına suların akması demek. Beşiktaş’a sahiden dayanak vermek istiyorlarsa hakikat projelerde herkes yanınızda olsun Herkes bu projenin hakikat olduğunu biliyor ancak geriden neden olduğunu bilmediğim sebeplerden ötürü işte ‘ Beşiktaş’ın mülkünü satıyorlar’ diyorlar. Bilhassa bunları yapanlara söylüyorum, biz Beşiktaş’ı yüreğimizde çok fazla yaşıyoruz. Biz Beşiktaş’ın var olan hiçbir şeyini sattırmayız tekrar söylüyorum Şu an bu arazi Beşiktaş’ın atıl durumda kalan bir yeri. Bunun bu kadarını açıklayabilirim. Buraya imar aldığımızda ‘buraya nasıl imar aldınız’ diye hayrete düşenlerin şu anda bu işi sabote etmesini anlamıyorum. Yapmayın. Lütfen taş üstüne taş koyun, bu topluluk sizi daha çok omuzuna alacaktır, bu sizi daha da yüceltecektir. Beşiktaş’ta taş üstüne taş koyan hiç kimseyi bu camiyi unutmaz. Herkese sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum, genel heyet üyelerinin bizim yanlışsız olduğumuzu projede yanımızda olmalarını ve bu tarihi virajda bize takviye olmalarını rica ediyorum. “
SALONU 10 BİN KİŞİ SIĞACAK HALDE HAZIRLADIK”
“Tekrar söylüyorum biz topluluğumuzu haklı tenkitlerde her vakit dikkate alıyoruz. Mesela gündem hususlarını anlamadık, Beşiktaş’ın neyini satacaklar falan çabucak bir divanın toplandığı kurulla günlerce oturduk toplantı yaptık. Gündem hususlarını değiştirdik, izole ettik, birtakım tabirleri kimi yetkileri çıkarttık. Yalın anlaşabilir bir hale getirdik. İkincisi de salon tarafı da yanlışsız değil. Herkesin rahatlıkla gelebileceği bir salona sahibiz. Yaklaşık 10 bin kişilik bir salonda genel şuramızı bekliyor olacağız. Oradaki tenkitler çok yerindeydi, 2 bin kişilik 3 bin kişilik salonda vesaire falan çabucak anında genel sekreterimiz bununla ilgili önlemlerini aldı, gerekli düzenlemeleri yaptı. Herkes rahat rahat genel şuraya gelebilir. Yaklaşık 10 bin kişilik bir salonda biz yönetim kurulu olarak sizleri bekliyor olacağız. Bu mevzuda da dediğim üzere haklı tenkitler vardı haklı dertler vardı. Bunları gidermek ismine bundan sonra da yapacağımız üzere topluluğumuzun bu biçim yansılarını dikkate aldık ve çabucak giderdik.”
