
Foreks – Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global, Türkiye’nin yabancı ve yerel para cinsinden uzun ve kısa vadeli kredi notlarını BB-/B olarak teyit etti. Görünüm “durağan” olarak belirlendi.
S&P notların teyit edilmesinin kur oynaklığındaki son artışa ve döviz rezervlerindeki düşüşe rağmen, Türkiye’deki yetkililerin yüksek enflasyonu düşürmek ve ekonomideki dolarizasyonu azaltmak için politikalar izlemeye devam ettiği yönündeki görüşülerini yansıttığını vurguladı.
S&P yaptığı değerlendirmede, “İstikrarlı görünüm, mevcut ekonomi ekibinin sıkı para politikasını sürdüreceği ve böylece iç ve dış gerilimler karşısında hükümetin orta vadeli programıyla ilgili uygulama risklerini dengeleyeceği yönündeki görüşümüzü yansıtmaktadır” dedi.
Türkiye’nin finansal istikrarı veya daha geniş anlamda kamu maliyesi üzerindeki baskıların, potansiyel olarak döviz kurunun hız kesmeden değer kaybetmesi, anti-enflasyonist politikaların tersine çevrilmesi ve net döviz rezervlerindeki düşüşlerle bağlantılı olarak yoğunlaşması halinde kredi notunu düşürebileceklerini ifade eden S&P, “Enflasyon oranının tek haneli rakamlara yaklaştırılması ve Türk lirasına ve daha geniş anlamda yerel sermaye piyasalarına olan uzun vadeli güvenin yeniden tesis edilmesi konusunda daha fazla ilerleme kaydedilmesi halinde notumuzu yükseltebiliriz” değerlendirmesini yaptı.
S&P,”Bunun kanıtları arasında Türk bankacılık sistemindeki yabancı para mevduatlarının daha fazla dolarsızlaştırılması ve özellikle yabancı para işlemleri için yerel sermaye piyasalarının likiditesinin ve derinliğinin artırılması sayılabilir” ifaedelerini de kullandı.
S&P raporunda şu ifadelere de yer verildi:
“Muhalefet liderlerinin 23 Mart’ta tutuklanmasına karşı yapılan son protestolar, yatırımcı ve hane halkı güveninin yanı sıra kur istikrarı ve büyüme üzerinde uzun vadeli bir engel oluşturabilir. Türk firmalarının yaklaşan döviz borç vadeleri öncesinde döviz taleplerini artırdıklarını görüyoruz. Buna ek olarak, para otoriteleri döviz kuru üzerindeki son baskılara hem döviz piyasalarına müdahale ederek hem de 17 Nisan 2025 tarihinde bir haftalık repo faizinde 350 baz puanlık (bps) artış da dahil olmak üzere faiz oranlarını yükselterek tepki vermiştir.
Bu eylemler likiditeyi sıkılaştırmış ve Türk şirketleri için yeniden finansman maliyetlerini artırarak şirketlerin karlılık, yatırım ve büyüme beklentilerini olumsuz etkilemiştir. Bunun da ötesinde, reel döviz kurunun son dönemde değer kazanması ihracat faaliyetlerini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, yatırım harcamalarının düşmesi ve işsizliğin artması beklendiğinden, %2,7’lik GSYH büyüme tahminimiz risklere tabidir”